Ölüler Beni Anlayamaz
ölüler beni anlayamaz sevdiğim
benim tunçtan kapılarım var ve granitten pencerelerim soyut resimlere bakan aykırı sevdalarım sevdalarım var ölüler beni anlayamaz sevdiğim sevdiğim şehir yontuyor tüm katıksız yüzleri ölülerin tırnakları uzuyor uzuyor ve de perdelerin apansız kapanacağını hiç kimseler bilmiyor başına buyruk duygularla cilalanmış kızlar akıyor şehre nefesim daralıyor sitemdir inan büyüyen içimdeki mahşerin adı bari sen gel yangınıma ölüler beni anlayamaz sevdiğim |
Kime anlatsam, kime söylesem derdimi...? Hangi lehçenin hangi izahıyla, sensizliğin hangi rengiyle anlatsam...duymazlar/duyamazlar.
Bu yüzden ''Ölüler Beni Anlayamaz'' Cilalı çağ devri gafil belleklerin afili duraklarında bir başına bırakma beni sevgili!Kızıl ışıkların gölgesinde, kökünden sökülmüş canlar sarıyor beni.En iri yalnızlığa, en fiyakalı kuytularda sonsuzluğa akıyor zaman.İçimde mahşer yanığı.Dağılan hayatımı yeniden topla, bıraktığın yerden.Penceremde aş eren yokluğunun gün kırığı, seninle doğmayan ölü bir güneşi mezara gömüyor kefensiz.Nefesim TIK etmeden Gel '
Saygıdeğer Dostum,her ne kadar içinde hüzün olsa da, umutsuzlukla dolsa da satırlar;
Berrak bir kalemin olduğu aşikardır.SU gibi.Ardından okuyanın sürüklenip debisinde kaybolmaması mümkün müdür?Derinliğin derinliğinde gezdiren bir paylaşımdı.Öpüyorum yüreğinden
Nicelerine
Selamlarımla
Ramazan Boran tarafından 1/28/2013 9:23:26 PM zamanında düzenlenmiştir.