TRENİN ARDINDANTRENİN ARDINDAN Vakitsiz çalan şarkılar gibi Tren düdükleri bölerdi uykularımı Bazen nihavent, bazen hicazkar Düşerdi çığlıklarım gecenin koynuna Bendim bu kez, vagonlardaki kaçak yolcu O, trenin ardından bakandı Mahzun, kırgın, çaresiz Ayrılık bu kadar zor mu Bu kadar acıtır mı, kanatır mı bilemezdik elbet Saplanınca bir hançer gibi yüreğine Aklına gelir miydi acaba ellerim Elleri küçüktü Bakarken trenin ardından Elleri beyaz Bir güvercin masumluğunda Bulutlardan düşen damlalar mı, yüzümü ıslatan Gamzelerde birikip göl olan, ne Gözlerden akan ayrılığın acısı mı Güneşin son ışıklarını çalan Geceyi yırtan, tren düdükleri Duyulmadı haykırışlarım, susun artık Susun , yeter Gözleri kaldı aklımda sadece Yakamozlardan mı saklandı parıltıları Rengini suyun yeşilinden, Çiçeklerin gülüşünden alan Hiç kimsede olmayan anlamlı gözleri Neden söküp atamıyorum içimden… Gözleri yaşlı Bakarken trenin ardından Gözleri yeşil Yüzünü çevreleyen saçları gelir aklıma Bir sarmaşık gibi kıvrılıp bükülen, sarılan Beni benden alan saçları Bıkmadan okşasam, koklasam derim Rüzgarlar deli esmese Ayırmasa okyanusun hırçın dalgaları Girmese araya mesafeler Trenler alıp götürmese Saçları siyah Bakarken trenin ardından Saçları dağınık Tren geride bırakırken son istasyonu Vagonlardaki kaçak yolcu bendim Yıldızların ışığı, güneşin sıcaklığını terkettim Anılarla dolu bavullarım Göçmen kuşlar yarışırken uçup giden umutlarla Bir selvi dalı düştü pencereme Boyuna benzeyen Boyu uzun Bakarken trenin ardından Boyu selvi Ve ben, bakarken ona trenin içinden İçimde bir sızı Gözlerimde birkaç damla yaş Ve o, trenin ardından el sallar yüreğime Her zamankinden güzel… |