Muamma….Ömür kaç mevsimlik bir muamma Kaç güz dönümüne gebe hayat Kaç gün dönümüne veda edecek Ve kaç sırla Nihayetlenecek… Kim bilir? Belki bir elvedadan uzak Yalnızlık koylarında yitip gidecek. Ardında Sessiz sedasız buruk bir türküye nakarat Belki de iki ucu yanık bir ağıt bırakarak… Nasıl bir yoldu hayat Serap misali gelip geçtiğimiz Bir yarışçı misali Önümüze serilen kulvarda İpi göğüsleyip serilecektik bir köşeye Öyle mecalsiz belki de cansız bir bedenle. Muhasebesini yapmadan dünün yarının Bir veda ya kilitlenmiş beynimizin içindekileri de Alıp götürecektik sonsuzluğa Öyle ya tek geldik Tek dönecektik bu yoldan… Ömür kaç mevsimlik bir muamma Kaç altın sarısı yaprak dökümü sokaklarında Geride kalan güz baharla, gün dönümüne Veda edecek. Kim bilir Kaç kilometre taşlarına takılıp Yok, olup gidecek.! Belki de Takdirsiz bir hikâyenin Nankör sayfalarına İsimsiz Bir not düşecek.!!! Yaşarken garipti Ölürken de garip gitti Denilen…!!! İbrahim ALTIKULAÇ “Senin Uğruna” |
nasıl geçti bunca yıllar desek yel gibi derdik
rabim sonumuu hayır etsin
ne zaman ölecegimizinde belli olmamamsı ayrı bir nimet degilse yaşanazdı
yüreginize sağlık
kaleminize bereket