Çölün o sessizliğinde yaşadım hicran aşkını!Ne kadar vezih bir dili vardı Tüm uzuvlarımı bir bir etkileyerek kendi melalini hüzünle yaşattı Sessiz ve reinden hissettiğiğm tınılar vardı, ötenin senasından bahsediyorlardı Ruhum hiç yabancılık yaşamadı,kalbim yaşadığı şaşkınlığı üzerinden hiç atamadı Her lahzasında feyiz sardı Sualler sukut ettiren bir nazardı,kalbim inşiraha nasıl adaydı Neden bu hal yıllar sonra halimin fakirliğinde yaşanan en latif duygulardı Sanki umutlar kanatlanmış, vecdim anbean artmış, hiçbir esaretimde kalmamıştı Bir başka alemin içindeydim Dilegelen terennümler için ne kadar sefildim, neden bilgisizdim Müddetin ramında olan bir nefestim,nasıl bir hesabı fark edemeden tükendim Nedamet zamanıydı, hıçkırıklarım durmuyor,medet etmek kifayet etmiyor dedim İçimde sakladığım nehiyler Kalbime reva gördüğüm lekeler, o an günyüzüne çıkıyordu Ne kadar çırpısam ve mahçup olsam da halim buna kifayet etmeye erişemiyordu Zaman zaman sual ettim, acaba rüyada mıyım dedim ve neden kendimden geçtim Ahir zamandan bahsederler İçinde yaşadığı vakti, neden hakkıyla akledip bilemezler Alıp götüren zamana, hesap edilemeyen feryada,ah ettiren hicrana ne söylerler Vah etmekle, keşkeler güruhuna girmekleve böyle teselli olmayıda ihmal etmezler Her nefesin aziz olduğunu Hidayetin elbette ki bir vakti olduğun, mağfiret edildiğini göremezler Can çıkmadan,tevbe kapısı kapanmadan nihayet’e kal edilmez, ilkesini bilmezler Ulu orta konuşmayı,hukuk adına yıllardır yaptıkları katliamı, neden düşünmezler Mustafa CİLASUN |