sev(mek)gili
belki diye iştirak etmiş vakitlerin
sonbahar goncası akrebinde nemli kalıp gözlerin yaş tohumlarını serperdim gün koklayan fezanın günaydınına dek iskambil falı istanbul sokaklarına tereddütle tek tek açılıp vedana iliştirmediğin buseni arar iskelenin kadehinde elveda türküsü dinlerdim dökülen dalların inatla açtığı bahar gibi satırın sükutuna sen diyip vuslat çapkını yollarda meşkini gözler uzağına düşmüş fikirleri yek pare geçerdim bahtiyar sanılan yazgımın suretimde ki yalnızlık mevsimiydin kapı deliğine bıraktığın mürekkepde bugünün ağrılarını filizlendirmiştin hem gidişinde belli etmiştin sevdamın yokluğuna yosun tutuşunu sonranın tek kişilik oyun olduğunu |