YAŞAMAK
YAŞAMAK,
Sabah kalktığında, güne başlarken Yaşamak bazen çok güzel oluyor bazen de çekilmez oluyor . Ne yapmak lazım ikisinin ortasında kalıyor insan, Gel ve git ler ve orda biraz düşünüyorsun ne yapsam diye; Bazen çok çaresiz kalıyorsun bir çıkış yolun yok zordasın, dardasın arayanın yok, soranın yok ,var içinde yok , yok kimse yok gibi hissediyorsun. Kahretsin diyorsun karamsarlık diz boyu oluyor. Sonra şu bu derken akşam oluveriyor ,karanlık basıyor, yastığa başını koyunca biraz günün yorğunluğuyla şekerlemeden sonra gel ve gitler başlıyor yine Aman oğlumu, kızımı okutayım ,evlendireyim aman şu işimide bitirsem aman ev alsam, aman araba alsam derken hiç bitmeyen sonsuz arzu ve istekler le farkında olmuyorsun yaşamın ve yaşadıklarıyın . Oysa hiç bir şey yapamadan yaşayamadan geçen o genç ve güzel günlerimizi farkındalıkla yaşamamak kalıyor elimizde sadece Eyvah diyorsun, Farkındalığını anlamadan veya yaşayamadan geçen ömrümüzde tam anlamıyla yaşamak daha anlam kılarmıydı acaba diyorsun ? kendim için hiç bir şey yapmadan yapamadan yolun yarısını geçmiş oluyorsun.harçanmış gitmiş ömür, yolun sonu görünüveriyor. Bazen de aman ne dert ediyorsun üç günlük dünyada vur patlasın çal oynasın yaşa gitsin Diyorsun onuda beceremiyoruz. Becersekte beceremiyoruz. Bazen, Ha geldik ha gidiyoruz bugün ALLAH İÇİN NE YAPTIN diye soruyorum kendi kenime. Yapmak isteyipte yapamadıklarım geliyor aklıma yine nafile. Oysa ne huzurlar var hissedemediğimiz ne aşklar var yaşayamadığımız,ne güzellikler var farkinda olmadığımız ne imkanlar var tanımak bile istemediğimiz dünyamızda ve içimizde . Mesela ; Huzur Ne güzel bir cümle huzur , hayatımda tek sevdiğim şey huzur ve sevgi ALLAHIM bunlardan mahrum etme hiç bir kulunu yalvarırım. Bana ne kadar güzel huzur verir gece kalkıp seher vakti sana yalvarışlarım. Sevdiğim birisine merhaba demek, birinin benin hatrımı sorması , bir çocuğun yanağını sıkıp başını okşamak, bir ağaç dikmek ,bir çiceğe su vermek, onun pencerenin önünde ve balkonlarımızdaki küçüçük saksısında bile bizlere gösterdiği güzelligini sunduğu ,renğini, çiceğini,kokusunu tattıması değilmi ne güzel dir. Doğadaki o bin bir çeşit güzel hiç bir rengi diğerine benzemeyen çiçeklerin , kuşların, ağaçların, güneş, ay, kar ,yagmur ,deniz ,hava ve su.balık böcek , vb... RABBİMİN bize bahşettiği her şey ne kadarda huzur verir yaşamamız için ama biz bunların çoğu zaman farkında bile değiliz. Sevgili Aşık Figaninin dediği gibi, Yüce dağ başında yosunlu pınar Pınara dalını uzatmış çınar Söylesem derdimi el beni kınar Söylemeyen derman bulamaz.imiş. der sevgili Aşık Figanimiz. Mutluğumuzu sevincimizi paylaşacak bir dost bulmak iyi bir dost bulmak ,paylaşmak varken neden kavğalar, kırğınlıklar, küskünlükler neden , nedendir? Mutlu olduğumuzda sevinmenin, mutsuz olduğumuzda ağlamanın, hasta olduğumuzda sağlıklı geçen günlerimizin , varken kıymetini bilmeyip hanvurup harman gibi savurduğumuz sermayelerimizi , emeklerimizi , aşkımızı, huzurumuzu saymakla bitmeyen değerlerimizi ancak ve ancak elimizden uçup gittiğinde anlıyoruzki. Bir ilk bahar sabahında, güneşli bir havada huzur içinde kuş sesleri ile uyanmak hayatımda tadına doyamadığım hiç bitmese dediğim yaşam sevğimdir. İyi bir arkadaşla , dostla bir akşam yemeği yedikten sonrakı aile içindeki yapılan o tarifsiz güzel sohbetlerimiz ne kadar anlam veriyor. Uzun zaman geçmiş ve hiç birbirimizi arayamadığımız bir arkadaşımıza ,abimize,ablamıza, bir alo demek sesini duymak ve sesimizi duyurmak bu değerlerimiz gün geçtikce yok olan o güzelim degerlerimiz bunları yaşatsak denesek farkındalıkla yaşasak daha anlamlı kılmazmı acaba diyorum .? Bir savurğanlık, bir hırs, bir ihtişam peşine düşmüşüz malesef ve çoğumuz artık unutmuşuz eş, Dost, Akraba,Bayram ziyareti, Hasta ziyareti, birlikte piknik, eğlence nedendir bizi soyutlayan şeyler bunları düşünmek lazım. Dağlara çıktığında o buram buram kokan çam ve çicek kokuları, o içimize çektiğimiz derin soluksuz oksijen, ansızın yağan yağmurun buram buram toprak kokusu ,şelalelerden pınarlardan akan şırıl şırıl su sesi , keklik lerin ötüşü, turnaların göçmen kuşların ğöçü, kuzuların melemesi saymakla bitmeyen dogal güzellikler aşkımdır. Güneşin ısısıyla beraber kumsalda kumla ve suyla buluşmak ne güzel huzur verir insana ,soğuk karlı buzlu bir havada kumla suyla aynı zevki tadabilirmisin acaba? Basabilirmisin buzun üstünde kuma suya.? Eğerki sükretmeyi bilsek hakla ve hakkıyla çalışmayı, yaşamayı bilirsek ne mutludur o insan, ama haketmeden mal ,mülk , para, mevki sahibi olursa hiç bir fayda sağlamadan uçar gider elimizden malesef. Dürüstce çalışarak alınterini silerek kazanırsak , hakettiklerimizi harcamamızda çok büyük zevk verir. Velhasıl , Yaşamı kendimiz kolaylaştırıp kendimiz zorlaştırıyoruz İnsanoğlu beynine ne gönderirse onu yaşıyor ve yaşatıyor Negatif veya fozitif Dilediğimiz gibi yaşamak ve yaşatmak arzusuyla, LEYLA YILDIRIM 01,11,2012/ANKARA |
Pınara dalını uzatmış çınar
Söylesem derdimi el beni kınar
Söylemeyen derman bulamaz.imiş. der sevgili Aşık Figanimiz.
Çok güzel anlatımlı yazınızı ve dizelerinizi kutlarım
selam ve saygılar...