Doğurduğunu gömmeye yürek Gömdüğünü saklamaya örtbas gece inmesi gerek
Ne kanatsın gök yuvasına Ne sahip toprak kuyusuna
Boşluğun boşluğu doldurmadığı an ezberi Yok gidecek yer İçine açılmaktan başka O da gerçeğe haram Kaçar acının da tadı acımaktan
Olmalıydı ellerin parmakların Anımsarım eriyen buz sarkacı Nisan rüyalı uyanış sonrası Maveraunehir Kendine aktığıyla dolan En çok olmamak kadar Omuzlarımdı yer altı sularına karışan… Tutunduğu taşa çoğalıp Yosun sabrıyla saklayan
Akmak mıdır dayandığına, dayanmak Kum kesilir dağdan Okyanustan damla temsilen Dağılmaktan kaçar acısı ağrının Ellerin ki sese imkânsız gerinir El insâfa menfûr Yeşil su kıranı Zehir geceye kısas terler hicâbtan Ellerin hafızasız zaman tesadüfü Ellerin kara vurgun
Olmalıydı kirpiklerin gözlerin Anımsarım tılsım kıvrımlarında Bakışların reyhanî yazar tüyden hattat Külden ateşten varak çizen nakkaş Baktığım yanlış ayna sırrı Can yaşımdan sıyırdım sıvasını Altın tozundan deseni Mühreli kağıttan rihli mürekkebi
Ey yoldaşı yol taşıran Durdum ellerin yok Durdum gözlerin yok Çekildikçe Maveraunnehir kendine Baktım acının eski tadı yok Seyhun Ceyhun damarımda gümbür gümbür mavi kan
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Maveraunnehir şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Maveraunnehir şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
şiir sarayının ihtişamında manaya açılan kapıdan süzülüyorum mana deryasına mananın letafetine dokunuyorum zerafetine koklylorum güzel kokusunu hayranlıkla bakıyorum yoğurulan madde ve mananın hamuruna estetiğine işlentisine masumiyetin zulme mağlubiyetinin aluşturduğu anoforun izleri çokkk derin mana parçalanmış sahipsizlik aidiyet korkuya bürünmüş gerçek bile reddetmiş kendini reddedilmişliğin üzerinde
Vuslat dehlizlerin labirentlerin derinliğinden toplanan çığlıklar zifiri karanlığı yırtarak kanatarak nur parçası gibi doğan hilal boyattı hüriyet türküleri dönüllerde beslendi dillerde seslendi bayrak oldu süslendi gökkubbe ile taçlandı
siyah-beyaz tarafından 9/13/2013 10:23:54 PM zamanında düzenlenmiştir.
Olmalıydı kirpiklerin gözlerin Anımsarım tılsım kıvrımlarında Bakışların reyhanî yazar tüyden hattat Külden ateşten varak çizen nakkaş Baktığım yanlış ayna sırrı Can yaşımdan sıyırdım sıvasını Altın tozundan deseni Mühreli kağıttan rihli mürekkebi ....... Şiirde engin bir ruh hali gördüm.Kalem çok iyi yazıyor. Yolunuz aydınlık olsun şair. Saygımla
Ey yoldaşı yol taşıran Durdum ellerin yok Durdum gözlerin yok Çekildikçe Maveraunnehir kendine Baktım acının eski tadı yok Seyhun Ceyhun damarımda gümbür gümbür mavi kan Yorum mu istiyorsun. Hayır yorum yapmayacağım... Sadece ayakta alkışlıyorum.. Kaleminize sağlık usta..
çok çok değerli üstadım şiirini tekrar tekrar okudum doyamadım nedense yine okudum garezine hemde sende çatla patla derim şaka bir yana ama bu gün bütün şiirler güzel yazılmış bende şiirler günü ilan ediyorum ozaman haz aldım ve haz duydum bende derimki yazan kaleminiz daim yürek sesinizde hiç susmasın saygı ve sevgilerimle...
Tekrar tekrar okuduğum ve tüylerimi diken diken eden bir şiir. Serbestin en güzellerinden, o kadar zengin o kadar akıcı ve bir o kadar duru bir dille yazılmışki, imrendim. Maveraünnehir, aklımda kan aktığı yüzyıllar öncesi şekliyle canlandı. Usta şairim şiirinde tarihi, bu günü, yüreğini ve yüreğimizi harmanlamış, muhteşem bir ebru içerisinde sunmuş bize. Üstad, kutlamıyorum, hayran kaldım ve hayranlığımın ifadesi kutlama kelimesiyle sınırlandırılamaz. Tek kelimeyle MUHTEŞEM di...
Ey yoldaşı yol taşıran Durdum ellerin yok Durdum gözlerin yok Çekildikçe Maveraunnehir kendine Baktım acının eski tadı yok Seyhun Ceyhun damarımda gümbür gümbür mavi kan
çok güzeldi yüeğinizin yansıması sayfaya dökülmüş dize dize çağlamış kutlarım...
Engin bir tasavvur ile hem dünyevi ve hem de uhrevi boyutu örgülenirken şiirin bütünlüğü içinde insanın psişik hali de sergilenmeye, en doğru söylemle sorgulanmaya çalışılmış gibime geldi; Ve bu somut imgelerin yine iki buyutlu çağrışımı çerçevesinde de kaleminiz söz sanatlarını da çok ustaca aksettirmiş dizelere... Ve şiirle birlikte yorumlara da kabaca göz atarken Mevlüt Gözde Hocamın yorumunu görünce, şiirinizi o gözle bir kez daha okumak daha da anlamlı oldu... Şiir bedii zevkleri yaşatırken insana öğretici ve aynı zamanda da eğitici olunca kıymeti katbekat artıyor zannımca... Sygılarımı, selamlarımı bıraktım... Nice eserlere imza atmanız dileği ile... Esenlikler dilerim...
Doğurduğunu gömmeye yürek Gömdüğünü saklamaya örtbas gece inmesi gerek
Ne kanatsın gök yuvasına Ne sahip toprak kuyusuna
Boşluğun boşluğu doldurmadığı an ezberi Yok gidecek yer İçine açılmaktan başka O da gerçeğe haram Kaçar acının da tadı acımaktan
Olmalıydı ellerin parmakların Anımsarım eriyen buz sarkacı Nisan rüyalı uyanış sonrası Maveraunehir Kendine aktığıyla dolan En çok olmamak kadar Omuzlarımdı yer altı sularına karışan… Tutunduğu taşa çoğalıp Yosun sabrıyla saklayan
Akmak mıdır dayandığına, dayanmak Kum kesilir dağdan Okyanustan damla temsilen Dağılmaktan kaçar acısı ağrının Ellerin ki sese imkânsız gerinir El insâfa menfûr Yeşil su kıranı Zehir geceye kısas terler hicâbtan Ellerin hafızasız zaman tesadüfü Ellerin kara vurgun
Olmalıydı kirpiklerin gözlerin Anımsarım tılsım kıvrımlarında Bakışların reyhanî yazar tüyden hattat Külden ateşten varak çizen nakkaş Baktığım yanlış ayna sırrı Can yaşımdan sıyırdım sıvasını Altın tozundan deseni Mühreli kağıttan rihli mürekkebi
Ey yoldaşı yol taşıran Durdum ellerin yok Durdum gözlerin yok Çekildikçe Maveraunnehir kendine Baktım acının eski tadı yok Seyhun Ceyhun damarımda gümbür gümbür mavi kan
Şükran AY
Serbest nazım dizelerinizi kutluyorum.Yunus diyarından selamlar.
Baştan sona harika bir şiir...ama özellikle resim bölümündeki kısmı kendime alıyorum izninizle...hünerli elleri ve duygulu yüreği içtenliğimle kutluyorum...sevgi ve saygımla...
Doğurduğunu gömmeye yürek Gömdüğünü saklamaya örtbas gece inmesi gerek
Ne kanatsın gök yuvasına Ne sahip toprak kuyusuna
Boşluğun boşluğu doldurmadığı an ezberi Yok gidecek yer İçine açılmaktan başka O da gerçeğe haram Kaçar acının da tadı acımaktan
Olmalıydı ellerin parmakların Anımsarım eriyen buz sarkacı Nisan rüyalı uyanış sonrası Maveraunehir Kendine aktığıyla dolan En çok olmamak kadar Omuzlarımdı yer altı sularına karışan… Tutunduğu taşa çoğalıp Yosun sabrıyla saklayan
Akmak mıdır dayandığına, dayanmak Kum kesilir dağdan Okyanustan damla temsilen Dağılmaktan kaçar acısı ağrının Ellerin ki sese imkânsız gerinir El insâfa menfûr Yeşil su kıranı Zehir geceye kısas terler hicâbtan Ellerin hafızasız zaman tesadüfü Ellerin kara vurgun
Olmalıydı kirpiklerin gözlerin Anımsarım tılsım kıvrımlarında Bakışların reyhanî yazar tüyden hattat Külden ateşten varak çizen nakkaş Baktığım yanlış ayna sırrı Can yaşımdan sıyırdım sıvasını Altın tozundan deseni Mühreli kağıttan rihli mürekkebi
Ey yoldaşı yol taşıran Durdum ellerin yok Durdum gözlerin yok Çekildikçe Maveraunnehir kendine Baktım acının eski tadı yok Seyhun Ceyhun damarımda gümbür gümbür mavi kan
Şükran AY
Okudum beğendim ve A l k ı ş l ı y o r u m......... Yüreğine kalemine sağlık üstadım. Saygılar
o kadar güzel yorumun üstüne ne yazılır bilmem. Destan yazmak sizin işiniz , böyle zengin bir imgelem dünyasıda sizin içiniz, ve sonuç: ayın ondördü gibi bir destan tebrikler ve selamlar.
Ey yoldaşı yol taşıran Durdum ellerin yok Durdum gözlerin yok Çekildikçe Maveraunnehir kendine Baktım acının eski tadı yok Seyhun Ceyhun damarımda gümbür gümbür mavi kan
çok güzeldi kalemle yüreğin arası da diyebileceğimiz duygulu bir şiirdi yüreğinize sağlık saygılarımla hocam
Olmalıydı kirpiklerin gözlerin Anımsarım tılsım kıvrımlarında Bakışların reyhanî yazar tüyden hattat Külden ateşten varak çizen nakkaş Baktığım yanlış ayna sırrı Can yaşımdan sıyırdım sıvasını Altın tozundan deseni Mühreli kağıttan rihli mürekkebi
Ey yoldaşı yol taşıran Durdum ellerin yok Durdum gözlerin yok Çekildikçe Maveraunnehir kendine Baktım acının eski tadı yok Seyhun Ceyhun damarımda gümbür gümbür mavi kan
şiiri okudum bir daha okudum tanıdık geliyordu bir yerlerden ve çağrıştırıyordu Aziz nesinin şu dizelerini...
Kendisi çatlamadan Toprağı çatlatamaz tohum
Aşmışım sınırını mutsuzluğun Ayrımsayamıyorum bile öyle mutsuzum
Acısını artık duyamıyorum Ki kendim öyle bir acı olmuşum
Nasıl görmezse göz kendini Kendimi arıyor bulamıyorum.
bilen gören duyan hisseden acı çekmeye mahkumdur şairem.. va şiir artık kendi acılarını öylesine aşmış ki.. bunları hissetmez olmuş.. ve acıtan şeyleri şiirin içine öyle bir serpiştirmiş ki anlayın der gibi... şiir güzel şiir düşündüren şiir.. yürek sesinizi yürekten kutlarım ve kaleminizin aydınlığı daim olsun derim şair.. sevgim saygımla...
''Anımsarım tılsım kıvrımlarında Bakışların reyhanî yazar tüyden hattat Külden ateşten varak çizen nakkaş '' ... Ben bir daha bittim, yittim o bakışlarda eriyip gittim...
Ey yoldaşı yol taşıran Durdum ellerin yok Durdum gözlerin yok Çekildikçe Maveraunnehir kendine Baktım acının eski tadı yok Seyhun Ceyhun damarımda gümbür gümbür mavi kan
çok ustaca sular akıyordu nehirlerinden yine,,,tebrikler sevgiler,,,,,,,,,,,,,,,,
Ey yoldaşı yol taşıran Durdum ellerin yok Durdum gözlerin yok Çekildikçe Maveraunnehir kendine Baktım acının eski tadı yok Seyhun Ceyhun damarımda gümbür gümbür mavi kan TEBRIKLER ANLAMLI BIR ESER OLMUS SAYGILARIMLA...
Amu Derya (Ceyhun), Siri Derya (Seyhun) nehirleri arasında kalan tarihî ülke, Maveraünnehir...
İmgeler meteforlar deryası dizeler...
Kaç defa döne döne okudum hayran hayran...
Usta kalemin zamana isyanı mı Maveraünnehir misali, solan tarihi güzelliklerine bir atıf mı. İslâmla nurlanan ve Türklerin ana vatan edindikleri, zengin tarihi geçmişlerinden, köklerinden Rus kıyımları sonucu sökülüp atılmalarına bir gönderme mi dizeler...Ya da hepsi mi... Daha neler anımsattı, çağrışımlar yaptırdı dizeler, neler neler...
Ey yoldaşı yol taşıran Durdum ellerin yok Durdum gözlerin yok Çekildikçe Maveraunnehir kendine Baktım acının eski tadı yok Seyhan Ceyhan damarımda gümbür gümbür mavi kan
Tarihi bağlarından kültürel değerlerinden kopartılan köklü bir uygarlığın kardeş milletlerinden uzaklaşmasına yapılan atıf, ve yükselen Türkiye Cumhuriyeti'nin parlayan yıldızına yapılan vurgu, her türlü övgüyü hakediyor zannımca...Elleri olmayan, gözleri görmeyen, çaresizliğe mahkûm edilen soydaşlarımızın akibetlerine derin bir sorguydu adeta...
İmgesel temelli yeni şiir akımının duayen kalemi Şükran AY Hanımefendi'nin yaratıcı, tarihi bilgi ve donanımlarıyla, engin dünya görüşünü aksettiren destansı bir anlatım...
Tebriklerimle kutluyor, selâm ve saygılarımı sunuyorum değerli eserinizin ayak uçlarına...
Bir nehir coşkusuyla coşarak akan yüreğine sağlık Şükran hanım,zevkle okudum,her dizesinde bir gizem ve bir o kadar da akıcı, sizleri dostça tebrik ediyor,sevgi ve selamlarımı gönderiyorum.
Ey yoldaşı yol taşıran Durdum ellerin yok Durdum gözlerin yok Çekildikçe Maveraunnehir kendine Baktım acının eski tadı yok Seyhan Ceyhan damarımda gümbür gümbür mavi kan
manaya açılan kapıdan
süzülüyorum mana deryasına
mananın letafetine
dokunuyorum zerafetine
koklylorum güzel kokusunu
hayranlıkla bakıyorum
yoğurulan madde ve mananın hamuruna
estetiğine işlentisine
masumiyetin zulme mağlubiyetinin
aluşturduğu anoforun izleri çokkk derin
mana parçalanmış
sahipsizlik aidiyet korkuya bürünmüş
gerçek bile reddetmiş kendini
reddedilmişliğin üzerinde
Vuslat
dehlizlerin labirentlerin
derinliğinden toplanan çığlıklar
zifiri karanlığı yırtarak kanatarak
nur parçası gibi doğan hilal
boyattı
hüriyet türküleri
dönüllerde beslendi
dillerde seslendi
bayrak oldu süslendi
gökkubbe ile taçlandı
siyah-beyaz tarafından 9/13/2013 10:23:54 PM zamanında düzenlenmiştir.