MASAL BU YAMasal bu ya oktan fırlamış yay ve Ay krater yüzlü çocuk ey kardeşim, suların saçlarına şarkı söylediği bir çoban yıldızıydı sevgili orda martılar tanrının suretine gülümserdi mavinin kanına dinamit yaralı balıklar tünerdi gökyüzü saklamazdı yüzünü bizden, utancından dokunmazdı rüzgar- kuma çizdigim gamzeye nerde uçurum varsa- uçurtma merakım yüzünden orda düşerdim o şehrin gece söylencelerine yeşilin gözyaşı- ah bir bulut olsam- orda yağmur çıplak ayaklı Tanya’nın ıslak kirpikleriyle kapatırdım gülümsememi Masal bu ya bir akşam üstü feodal kabuğunda çıkıp Anka bütün kuşların rağmına orda bir dag- ilk yaz çiçeklerinin bir ağızdan- bütün güzelliğini giyinip - aşka bitap sen gelirsin her düş bozumu masal bu ya Alfabe bu benim dedim hatırlıyorumda da bir sevgili büyütür o kenti- ıslak ayaklarıyla o işte kendini kıran ayna büyü bozan lahza kifayetsiz kalma halim onun elleri, teğellenmiş bir deniz masalın en eski çizgisinde uzun bir cümlenin ortasında... Masal buya nerden geldin, ne güzel seviyorsun -demek istiyorum- ellerine... CC_ |
ya şiir...
ki en iyi yazanlardan biri
takip etmek ıssız bir eylem gibi sen dost
sularında satırların durulanmak
... çok iyiydi ...
selamla