SONUÇ“Vallahi billahi yalanım yoktur” Diye söze başlayanın konuştuklarının ne kadarı yalandır? “Doğruyu söyleyenin yemine ihtiyacı yoktur” Esprisine dikkat eden insan ne kadardır? Nedense, insanlar hep olmadığını iddia ettikleri gibidir Sanki varlıklarını gizlemek için sözlerin arkasına gizlenmişlerdir Doğruluğun, dürüstlüğün, içtenliğin reklama ihtiyacı var mıdır? Yalın düşüncenin gevezeliğe Doğru sözlerin genişliğe Yaşanan hayatın yalana ihtiyacı olmasa gerekir “Yaşama yansımayan inanç insanın çenesine düşer” “Yaşamın gereklerini inancına göre yapanların, sözlerin desteğine ihtiyacı yoktur” “Süslü sözlerin neredeyse hepsi, bir yalanı gizlemek için söylenmiştir” “Akıl gevezeliklerde sulanır, sessizliklerde bilinçlenir” “Günümüz çağdaşlığı nasıl anlıyor” Sorunu izlemek gerekir Yalanla süslenmiş bolca söz, görsellik, çıkar, bireysellik çağdaşlığın felsefesidir Çağa damgasını vuran dünyevileşmek, sevginin, saygının, paylaşımın katilidir Eskiden bir söz duvarlardan insana sırıtırdı “İnandığı gibi yaşamayanlar, yaşadığı gibi inanırlar” Yalanla, dolanla sulandırılmış Gevezeliklerle bulandırılmış Bir hayat eninde sonunda inanç biçimimiz olur Ve insanlığımız içinde kaybolur Dünyada insanlık var olduğundan beri Konuşuyorlar sürekli aynı şeyleri “İyilik / kötülük “Doğruluk / yanlışlık” “Özgürlük / kölelik” “Adalet / zulüm” “sevgi / saygı / paylaşım” Kelimeler üzerine üretilen felsefeler, ideolojiler Allah’ın insanlığa gönderdiği dinler İnsanların ürettiği dinler İnsanın kalbi, dünyevileşmesine karşı direnemedi İnsan çıkarlarında sözlerin anlamlarını geveledi Özünden koparak, etrafında dolaşıp kendini yedi bitirdi Aslında bütün meselenin özü samimiyet idi İnsan çıkarını samimiyetle özleştirdi Kim çıkarına göre daha iyi, daha başarılıysa samimi sayıldı İnsan kendini öven, başarıya götüren her şeye bayıldı Sonuç ne? Sonuç, üstünler tarafından koyun gibi sayıldı |