İSTANBUL SENİ (1)
Hiç
demiyor Ayrılık! Hergün ölürken bir Akşam, diriliyor Yaşam. Ula, İstanbul seni, seni Asma Köprülü! Minibüs-Otobüs, Tüp Geçit, Kıçı kırık Trafik, Metro, Tranvay, Tünel, Küfr’rettikçe güzel! Uy demiş biri, biri de uymamış-mı-ne? Almış-çekmiş Başını, gitmiş Yaban Ellere, Gözaltında Oyuncağı. Ula İstanbul seni, seni Eteği Çamur, Bizans Entriikalı Gavur, Maacır, Şair, Berduş, Göçmen Yatağı, seni Devrim Kaçağı! "Ölem!" desende gelmiyeceğim Başına! "İyi!" de demiyeceğim Musalla Taşında, İmam’a inat Aşiyan’a gideceğim, Kafayı çekeceğim, Boğaz’a işiyeceğim. Ula, ula-ula, ula İstanbul seni! |
sanırım sizin gözünüzü karartmış...inanıyorum ki aşırı
sevgiler insanlarda böyle semptomlar yaratıyor...
ilginçti, özgündü ve okuması çok hoştu...
kutluyorum...saygılar...HŞT