kaşıkçı elması
Neredeydim tam hatırlamıyorum
ama iş görüşmesi için bekliyordum gözüm karşı masada dergi okuyan sekreter kıza kaydığında. Öylece vakit öldürüyordu. Güzel sayılmazdı. Ne iş dedim? Burada olması için bir özelliği olmalı. Sonra gözlerim ayaklarına takıldı. “Of bu ne be?” dedim içimden. Açık topuklu ayakkabı giymişti. Parmaklarını yavaşça hareket ettiriyordu. Sanki tırnakları üzerinde uğur böcekleri dolaşıyordu. Daha önce bir kadın ayağının böyle güzel olabileceğini düşünmemiştim. O beyaz ayaklara ne kadar uzun baktım bilmiyorum. Sanırım sekreter kızın dikkatini çekti… Rahatsız sesi beni kendime getirdi: “Nereye bakıyorsun sen?” dedi. Sekreter kızın gözleri açılmış yüzüme bakıyordu. “Ayaklarıma mı bakıyorsun?” “Evet.” Dedim. Önce bir şey söylemedi. Sonra sessiz fakat duyabileceğim şekilde: “Dost başa düşman ayağa...” Dedi. Ayağa kalktım ve yanına gittim. “Sadece ayaklarını beğendim.” Dedim. “Öyle mi?” dedi, sandalyesinde geriye yaslanırken. Mavi kot pantolonu kalın bacaklarına yapışmıştı. Yeşil gömleğini pantolona sokmuş, büyük parlak tokalı bir kemer takmıştı. “Tanrım.” dedim. “Hayal mi görüyorum?” Giydiği kotun içinden iri kayısı belli oluyordu. Devasa bir şey... “Kaşıkçı elması!” dedim içimden. “Sapık mısın sen?” diye sordu. “Hayır, yalnızım.” Dedim. “Çok sinsi bir şeye benziyorsun.” “Bak güzelim. Burada oturmuş hiçbir şey yapmadan para kazanıyorsun. Şimdi de psikolog mu oldun?” “Doğru konuş benimle. Yoksa güvenliği çağırırım.” Dedi. “Bu binada güvenlik yok.” “Ukala. Umarım işi alamazsın.” Dedi. Söylediği gibi oldu. İşi büyük göğüslü kadın aldı. Uzun zaman geçti. Sekreter kızın yüzünü unuttum ancak arada kot pantolonu içindeki büyük elması hatırlarım özellikle iş görüşmesi için bekliyorsam... |
Saygılar selamlar