Dağınık yatak…Sen anıların hoyratlığında zamana yenik düşen kadın Farkında mısın mazinin hicran dolu yıllarında Yolunu şaşırmışlığıma ne yaptığının Trajikomik öykülerimin harlı ateşinde Tam da Yaşama küskünlüğüme alışmışken Yeniden hayata merhaba demek kolay mı sanırsın Kolay mı sanırsın Narkozsuz uyuttuğum beynime hükmetmek Kolay mı İstanbul’u yeniden fethetmek… Sen zamanın amansız çarkında Fütursuzca savrulmuşluğunu Serin bir rüzgârda saçlarını savurmaya mı benzetir Ardına bile bakmaya cürüm edemediğin Kavak yelleri deli tay yıllarına mı sayarsın… Gözlerinde biriktirdiğin engin denizlerin Ufkuna bir bak Ve bırak Limanında hapsettiğin yelkenlileri O engin denizde bekleyen hayatta Seni bu işe yaramaz saydığın yürek nasıl da saracak Korkularına hapsettiğin içinin yangılarını Salıver gitsin Sen son/baharıma düşen kızıl çiğ tanesi Benliğime z/amansızca yerleşen körpe tomurcuk Dünya dediğin şey de nedir ki Eni sonu Dağınık yatak… İbrahim ALTIKULAÇ “Senin Uğruna” |