A sosyal bir günteleğinde cenneti getirdi şehrin telaşlı sokakları gün/eşe selam durdu denizsiz kentin giriş kapısı kanatlarında toprağını taşıyan kırılgandı serçe yüreği rüzgarlı cadılar uçuşuyor sokaklarında ve acımasız ebabil kuşları üşüştü savunmasızlığına • tezatları yaşıyordu gün- er kişi niyetine ya bismillah! öperken en kanayan yerlerini ansızın alabora oldu gök/yüzü yağmur ağlıyordu hasetinden toprak sessizce içerken acısını kirpiklerinden içine akıttığı bir damla nem damlamadan donuverdi derin mi derin matem tek atımlık mermi kıvraklığında boşalıyordu elleriyle toparlamaya çalıştı dağılan bin parçasını son hamle ile irkilip güneye kayan bulutlar can çekişen kuşluk vakti ıslık çalan rüzgar pençesinde can alıcı ecelin parmakları şah damarında kıvrandı miladın son güncesi a sosyal bir gün Ümmü AŞCI (ÜMA) |