KİME DÜŞTÜ?...
KİME DÜŞTÜ?
-’Düştü’ ile ’kaldı’ dilimizde çoğu zaman anlamca aynı kapıya çıkar- Otağdan çeriye varmaz ulaklar; Ferman kopuzumun teline düştü. Kurudu ırmaklar, bitti bulaklar; Rağbet göz yaşının seline düştü. Zedeli bu gönlüm, aşktan zedeli. Kanıma kan katar eli bâdeli! İyi atsa doru, adamsa deli, Sayalım, meydanda deli ne düştü? Çoban sürü gözler otlatsın diye. Yiğit at mı sürer çatlatsın diye? Düştüğü tuzağı atlatsın diye Çok aslan farenin eline düştü!.. Sanki bizim için konmuş, uçmuştu. Fırsat elimizden kaçan bir kuştu. Rahmet habercisi o kutlu muştu, Yavru kelebeğin yeline düştü!.. Nerde bayrak gibi burca çakılmak? Ne hoştur bilmişçe ötüp kaykılmak! Zorbayı, haydudu etkisiz kılmak; Ortak kınamaya, tel’ine düştü!... İnişe dönüşür hayat yokuşu Gamze var andırır hançer sokuşu. Bir başa konacak o devlet kuşu, Bakındı, oğlanın keline düştü!... Haydi sevdiceğim göster erliği, Gönül ister ’gönül seferberliği’! Ağlayarak adım atıp girdiği Yuvanın dirliği geline düştü!... |