v a v e y l amehtabına da eyvallah hayat akşamının gurubuna da şakaklarımda taşırım seni renk renk nadası unutulmuş çorak toprak misali alnıma kazınmışsın bir ömür çentik çentik avuçlarımda yanmış zemheri ayazların nasır tutmuş, kök salmış ve yarım sevinçlerim müzmin yürek yanığı küllenmiş sevdalarım ebkem olmuş zamanın fersah fersah sonunda rengi solar sevincin, kısılır gür neşesi yad ederken maziyi kalır mı bir cümlesi belki üç beş hatıra yoklarken kırık dökük ne döner gece güne, ne akseder bir ışık ne gündüzünde bir fer, ne de döner gidenler akbelin, kehribarın saçsa da misk-i amber bir ahla başlamıştır, bin ahla elveda der kadranı puslu zaman hüküm sürer anbean rotasız bir dümenle savurur çalakalem zembereği boşalmış yivsiz balçık bir alem hoyrat bir güz mevsimi, gazel dökerken hazan çıkmayan bir avazın sesi kalır içinde bir vaveyla, bir telaş, bir temaşa yüzünde… Şiirimi seslendiren Mehmet MACİT Bey’e sonsuz teşekkürler... |