MutluyumMum ışığından ziya oldum O kuvvet te aydınlık verdim Mum dibine ışık vermedi Usul usul eridi Damlalardan derya oluştu Elif’ im, Kenan’ ım Serdar’ ım, Nazan’ ım Ayşegül’ üm, Münire’m Adnan’ım, Necati’m Kimyon’um, Hilmi’m Ömer’ im, Ferhat’ ım.. Yazsam kağıtlar yetmez Yüreğime, beynime kazıdım onları Yıllar içindeyken uzun imiş Geçince yel oldu Meğer zaman çabuk geçermiş Ben bilmezmişim Koşulsuz du verdiklerim Sevdalısı idim görevimin Bazen anne, bazen sırdaş Bazen arkadaş, bazen çokşey Ne çok şey birikmiş Bu gün hasretle andığım Zaman zaman efkardan ağladığım Farketmeden gülümsediğim Ama onlardan hiç kopmadığım İçlerinden çıkmak istemediğim Bir yerlerden çıkıp gelmeseler Özel günlerde telefon açmasalar Elim yüzümde beklediğim Dağıldı yavrularım Memleketimin her bir yerine Takipteyim, bir adım geride Hüzünleri ızdırabım, mutlulukları yaşam nedenim Dualarım sağanak yavrularıma Varsa hakkım helal olsun İncitti isem helal etsinler Ben öğretmeninizdim Ama en çok anneniz olmak istedim Yolunuz, bahtınız açık olsun 24 / Kasım / 2012 Saat- 3-10 Karapınar Nazlıgelin -------------------------------------------------------------------------------- Bu şiirin hikayesi: Dün gibi ilk göreve başlamam.Yaprak gibi titriyorum.Yapamayacak, utanç duyacağım.. İlk sınıfa girişim, pırıl pırıl gözlerle, ağızları açık bana bakışları.. Sihirli bir sopa değdi ve korkularım * Kaf* dağının ardına gitti.. Sonra ben bir başka biri oldum.. Yıllarca biri gitti, diğeri geldi ve elele tuttuğumuz halka büyüdü büyüdü.. Dünyanın çevresini sardı.Birileri yorulup bıraktı!! Diğerlerimiz genişleyip, çelik gibi kenetledik ellerimizi. Hani bir gün ben de yorulup bırakmak zorunda kalırsam. Onlar kendilerinden sonrakileri de aralarına alıp, daha bir sarılacaklar.. O şerefli mücadele başarılı bir şekilde dürüstçe, sapmadan devam edecek. EZAN MİNAREMİZDE, BAYRAĞIMIZ GÖNDERDE İLENİHAYE KALACAKTIR. |
O kuvvet te aydınlık verdim
Mum dibine ışık vermedi
Usul usul eridi
Damlalardan derya oluştu
Elif’ im, Kenan’ ım
Serdar’ ım, Nazan’ ım
Ayşegül’ üm, Münire’m
Adnan’ım, Necati’m
Kimyon’um, Hilmi’m
Ömer’ im, Ferhat’ ım..
Yazsam kağıtlar yetmez
Yüreğime, beynime kazıdım onları
Yıllar içindeyken uzun imiş
Geçince yel oldu
Meğer zaman çabuk geçermiş
Ben bilmezmişim
Koşulsuz du verdiklerim
Sevdalısı idim görevimin
Bazen anne, bazen sırdaş
Bazen arkadaş, bazen çokşey
Ne çok şey birikmiş
Bu gün hasretle andığım
Zaman zaman efkardan ağladığım
Farketmeden gülümsediğim
Ama onlardan hiç kopmadığım
İçlerinden çıkmak istemediğim
Bir yerlerden çıkıp gelmeseler
Özel günlerde telefon açmasalar
Elim yüzümde beklediğim
Dağıldı yavrularım
Memleketimin her bir yerine
Takipteyim, bir adım geride
Hüzünleri ızdırabım, mutlulukları yaşam nedenim
Dualarım sağanak yavrularıma
Varsa hakkım helal olsun
İncitti isem helal etsinler
Ben öğretmeninizdim
Ama en çok anneniz olmak istedim
Yolunuz, bahtınız açık
Değerli meslek taşım,bu şiiriniz,Ceyhun Atuf Kansu'nun "DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİNİ DİYORUM" Harika bir şiirdir.Belleklerimde hala varlığını koruyor gibi.Bu şiiri anımsattı.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Bütün çiçeklerini getirin buraya,
Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,
Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer
Bütün köy çocuklarını getirin buraya,
Son bir ders vereceğim onlara,
Son şarkımı söyleyeceğim,
Getirin, getirin.. Ve sonra öleceğim.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum,
Kaderleri bana benzeyen,
Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları
Geniş ovalarda kaybolur kokuları..
Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri
Hepinizi, hepinizi istiyorum, gelin görün beni,
Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini
Bacımın suladığı fesleğenleri,
Köy çiçeklerinin hepsini, hepsini,
Avluların pembe entarili hatmisini,
Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın,
Aman Isparta güllerini de unutmayın
Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum.
Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,
Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden,
Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,
Ne güller fışkırır çilelerimden,
Kandır, hayattır, emektir benim güllerim,
Korkmadım, korkmuyorum ölümden,
Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Baharda Polatlı kırlarında açan,
Güz geldi mi Kopdağı'na göçen,
Yörükler yaylasında Toroslar'da eğleşen,
Muş ovasından, Ağrı eteğinden,
Gücenmesin bütün yurt bahçelerinden
Çiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni,
Eğin türkülerinin içine gömün beni.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
En güzellerini saymadım çiçeklerin,
Çocukları, öğrencileri istiyorum.
Yalnız ve çileli hayatımın çiçeklerini,
Köy okullarında açan, gizli ve sessiz,
O bakımsız, ama kokusu eşsiz çiçek.
Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek,
Seni beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Ben mezarsız yaşamayı diliyorum,
Ölmemek istiyorum, yaşamak istiyorum,
Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın,
Tarumar olmasın istiyorum, perişan olmasın,
Beni bilse bilse çiçekler bilir, dostlarım,
Niçin yaşadığımi ben onlara söyledim,
Çiçeklerde açar benim gizli arzularım.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Okulun duvarı çöktü altında kaldım,
Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,
Yaz kış bir şey söyleyen toprakta,
Çile çektim, yalnız kaldım, ama yaşadım,
Yurdumun çiçeklenmesi için daima yaşadım,
Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.
Şimdi sustum, örtün beni, yatırın buraya,
Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya...
Ceyhun Atuf KANSU
Tebrikler can dostum sevgi ve selamlarımla...