Babasızlıkmış,Babalar günü hııı! Babası olanlar için herhalde.Olmayanlar,babasını görüpte doyamıyanlar, hayalinde zar,zor hatırlayanlar. Hadi bakalım büyük bir şamata.Vay da vay! yer yerinden oynasın. -İyide bana ne ? Ben küçüktüm babacığım gidende.Gitti bir daha da gelmedi! -Beklemedim mi yollarını ? Çoooook bekledim lakin o yol ne uzundu ! Bayramlar geldi, annem güzel elbiseler dikti, kırmızı rugan ayakkabılar aldı.Sevinmedim mi ? sevindim, oynamadım mı? oynadım ama bir şeyler vardı o zaman ki minicik yüreğimde. Bir şeyler oluyordu da ben çözemiyordum.Şimdi bunun adını koyuyorum BABASIZLIKMIŞ ! ilk yalanımı öğretmen okulunda söyledim ! -Baban var mı? -Var,tabiiki var! Azıcık,minnacık, hayalimde kalan babacığımdan, kocaamaann dev yaptım ve anlattım.. Okul bitene kadarda kimselere söylemedim babamın gittiğini ! Ziyaretime hep annem gelirdi, arkadaşlarım sorardı! -Hani baban Nazo ? -Ama babam çok meşgul, seyahatte! -Ne uzun bir seyahat, yolu sana hiç düşmüyor! Belkide anlamışlardı, ama bana bir şey söylemiyorlardı! Mezuniyet töreni geldi, herkez sevinçli, bende gururluyum fakat sancılıyım.. Herkezin anne, babası geldi.Biliyorum anneciğiminde gelir. Okul bahçesi seyir alanı oldu. Çocuklarını alıp çarşı iznine çıkıyorlar. Boynum öğle bir büküldü ki ! -Eeee Nazire hadi bakalım , sona geldik..Şimdiki cevabın ne olacak arkadaşlarına, yada içindeki boşluğa ? Okulun merdivenlerine oturmuş, giriş kapısına bakıyorum iki tarafı ağaç olan yoldan.Bir hareketlilik. Arkadaşlarım anne ve babaları ile meşgul, soru soranda yok. -İyi beni unttular , güzeel.. Başımı ellerimin arasına koydum, dizlerimi birleştirdim. İki örük olan saçlarımı çekiştiriyorum ! Dizlerimin üstüne sıcak bir şeyler düşmeye başladı. Gözlerim acıyor, yanaklarım ıslanıyor, bir derecik oluşmuş yüzümde, iki yataktan akan. Elbisem ıslanıyor, yüreğim daralıp, acıyor du.Beni fark edende yoktu nasılsa. -Amaaannn be Nazire vur dibine, sana izin ! O kuvvetli , dayanıklı, kendine güvenen, Nazire şimdi bir çocuk olmuştu, babasının gittiği gündeki gibi.. Sanki aradan bir yıl geçti, ne beni gören oldu, nede rahatsız eden! İçimden bir ses hadi bakalım Nazlı kaldır başını dedi, söz tuttum, kaldırdım.Lakin gözlerim görmüyor.. -Ööööf be , ammada kar yağmış , şimdi sıcağı gördü erdi ya, dereler de bir türlü durmuyor, iki koldan akıyor! Taaa okulun giriş kapısının önünde bir süliet! -Aman Rabbim , buda ne, çoook güzel bir hanım geliyor! Aysel bağırıyor avaz avaz! -Nazooo baakkkk Münire teyze! Kalkıp koşuyorum, yol bitmiyor altımda lastik gibi uzuyor.Önce kokusu geliyor, sonra o güzel ellerinden tutuyorum ve yüzümü boynuna dayayıp kokluyorum, yanaklarından öpüyorum, öpüyorum.. Ağlıyorum , ama annem neye ağladığımı bilmiyor. Ben annebabama sarılıyor ve ikisini öpüyorum.. Banane şimdi babalar gününden! Ben hiç o günü kutlamadım ki! O nasıl bir şey? Anlamını bilemedim ki! Babası olan kutlasın. BENİM BABAM YOOOOKKKK !!! Nazlıgelin 18/Haziran/2010 saat-19-33 Karapınar |
...ağladım ağladım ve göz yaşları içerisinde bunları karaladım. ve yine de dedim ki Ya Rab bizim anamız vardı bu kadar zor, ya Anne ve babası ikisi birden olmayanlar ne haldeler. biran onları düşündüm ve ya sabır Rabbim dedim.
...Allah gani gani rahmet eylesin.