GÖNLÜMÜN GÜLŞENİGönlümün gülşeni,ey mest-i nazım, Gül açsın gülünce, yanaklarında, Mevlâ’dan, bilesin; şudur niyazım, Salın, gez, sevdanın, konaklarında… Farkım mı, kaldı ki; benim Kerem’den, O kokun, sevgili, sanki İrem’den, Güzelliğin yansır, şu penceremden, Güneşin, her sabah, inaklarında… Sanma ki ;ben senin,sevdana doydum, “Seviyorum” diye, sesini duydum, Sevgimi, aşkımı, al diye koydum, Tarihi mekanın, sunaklarında… Aselet görülür, cilve, nazında, San ki,kuğu gördüm, gölün yüzünde, Afrodit gibiydin, benim gözünde, Sıcak suların da, yunaklarında… Yüce dağ başının, buzlu kar’ı var, Bal içinde, bal arıyan, arı var, Adını zikreden, aşık biri var, Bülbül yuvasında, tüneklerinle…. Bu güzel,herkesten, farklı diyordum, Mevlam da, bu sırrı, gizlemiş gördüm, Gördüm de,o resmi,ben hayra yordum, Mavi kelebeğin, beneklerinde… Lüzumsuz, nane’dir, gülün nefesi, Bak nasıl çarpıyor, göğüs kafesi, Ağustos ayında, yarin busesi, Soğuk su gibiydi, seneklerinde… Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ İREM: Cennet İNAK: Doğma, doğuş SUNAK: Antik çağlarda,manastır,tapınak Vb. Yerlerde, hediye bırakılan yer. YUNAK :Hamam, ılıca, yıkanılan,yüzülen yer TÜNEK : Kuşların,kümes hayvanlarının uyuduğu dal, Ağaç parçası SENEK: Ağaçtan yapılmış,suyu soğuk tutan, su testisi, |
Sevdadan yana süzülmüştü mısralar.. Mecnun'a, Kerem'e misal yanmalar vardı şiirin özünde.
Emmi oğlu, Finale sürükleyen akıcılığı ile, her zamanki demindeydi anlatım..
Takdir ve tebriklerimle, esen kalınız!..