ciğercinin kedisiisim kıl soyadı torbası dünya tekerine sıkıştı kuyruğu asla bir tas süte dil çalmadı boynu eğilmedi ciğer takımına yokluğun varlığında varlığın yokluğunda korudu cesareti tutarlıydı mesela süslü kadınların oynak kedilerine asla bakmadı hakkını ağırladı kovalamadı kimsesiz fareleri bir kez aşık oldu o da ikinci el otobanın asfaltına gömüldü kırışan tüyleri yarım yenmiş kulağı yılların demliğinde demlendi daima soldan sağa cevapladı soruları yaşamın sırrını çözüyordu sanki aklınca teneke çanları çalıyor pazar sabahları karnı zil zurna aç ciğerci baba kaldır paslanmış kepenk çenesi çöktü çağlıyor midesi yeşil bakışına selam olsun güne beş kala taştan vadilerin ortasında geçiyor ömür dün gece kaldırımlar ayaklandı tramvay gündelik molasında sen tekir konuştur patileri akordu bozuldu şehrin evet nefes nüfusa kayıtlı değil hangi batım doğuma yakıştı bilmiyorum belki de annem fahişeydi mart aylarında piçlenmiş bir kediyim... lamour |