yarım kalan masallarbir nine yaşardı çocukluğumda köyümde elleri çilli yüzleri çilli sürgün yemiş kavmi hastaymış sığınmış törelerimize kalmış öylece kamer ana derlerdi tütün kokardı karanfil kokardı sıra geceleri misali her evin konuğu olurdu günlerce ne güzel masallar anlatırdı dilinden kaçardı bazen ermenice -genç bir oğlan sinemada gördüğü mısır’lı bir oyuncuya tutulmuş kaşları keman-ı yay gözleri kara üzüm tarlası revan olmuş yollara obası tarafından unutulmuş kıyısına varmış akdenizin başlamış yüzmeye karşı geçeye varmadan dolunaya hilal tutarmış ellerinden de ne adalar geçmiş ne kanallar hamançasına hızır uğramış bitmez tükenmezmiş azıklar yağmurlar yağmazmış üstüne dalgalar yanından geçer yastık olurmuş yunuslar en son geldiğinde bize bir adadaydı yağız oğlan belki de seneler sürecekti bu tufan köyü terk ettiğimde içimdeydi yarıda kalan kamer ana gitmiş sonsuzluğa bir bayram günü gömmüşler hikayelerin tümünü bazen boğar beni o sırlı serüven boğazımda düğüm mazimde yanan acep nerde ki şimdi o yağız oğlan kasım |