eski yaraeğimi bükük gölgeler düşerken bakırcılar çarşısına bakır döner güne,gün döner bakıra döverken çıkan ahenkler,nedir be usta seferiyim bilirsin,şunun şurasında her vuruşunda gidişimi boyama kızıla kesemde tütün ve yol bedelim sadece rast makamı,akşamlara kaldım sabahçı kahvesinde begonyaların kırım zamanına gelmiş iştahın sanamı düştü,örsün suskunluğu bıkmış çekicin burukluğu vurma be kalfa,iyi değil gidişatım biliyorum;derdin değil senin ehillik kinin var,hasrete dair dinmiyorsun o bakraç kurpuna; yazgını,kara sevdanı işliyorsun bak,kuşlarda geldi tünemeye salkım söğüt üstüne sen derdinde,ben derdimde yol sızısı başlarken bende halâ,kilim nakışları dövmelerinde gururlanırsın,hicran-ı yaralar sende sanarak muştanla darp ette gör,benden içeri neler yatar kimim ben,nerdeyim şimdi,beni dürterken kahveci yutarken gece, eğimli gölgeleri herkesin pusuda yası düşlerimde düğümlü koydu seni bakırcılar kasabası kasım |