Vera’ya Mektuplar / En Çok Aydınlık Kirlenir Karanlıkta
indisi topuk yemiş bakışlara saklanmış çehresi aşırı derde maruz bir çerçeveden düşen izbe yüz düşürdüğü gece yarısı uykularını şiirlerde arayan adam yine de umuda dâir tümceler çiviliyor kovulduğu canına! her daim mavi her daim vira!
son parasını yitirmiş kumarbazlar gibi dilaltı gülüyor biletsiz yolcu panaroması yaşıyor hayatı nereye ne zaman yok ! sorgusuz hürriyetinden yaralı zarlar atılıyor uğrunda atlarından vurulmuş, can çekişiyor monşer susturulmuş adımları aşkta iltimas gibi yalancı kaçış aynalardan susturucu içirilmiş! konuşturulmuyor elbiseye sığınmış uzun ağrılı bir yaşam arterinden sevda yazılmış pusulasına vira
sana gecikmiş mektuplar yazsam okur musun Vera?
lâkin Nazım vezinler bekleme benden, beceremem tamburu yamuk, koyu beyaz imbikten süzülen yaftası düğümlerinde ilikli, pusmuş karalamalar bilirim ben nazım planları yanaşık düzen postallara tabi satılık coğrayfa hesabı gibi maalesef elli yıl sonra öğrenilir ihanetim gibi!
serin dizelerde porsuk boğumu nikotin denizler içinden nehirler akar memleket kokulu ham dizeler sanki yeni mi anamdan doğma çiğ süt emmiştir maviden çaldığım kalem affet Vera yasaklı nehirler bile kavuşuyor bir gün sevdiğine neden esir imgelerim neden uzağım sana hâlâ okyanus gibi!
sen söyle onlara Vera devrik vagonlardan kurtulursa özgürdür şair, memleket misali!
gökyüzü tanımıyor beni güvercinler uyku önü uçuşuyor beynimde memleket vatan kırmızısına devrildiğim bayrak bu kadar mı platonik sevdim ben sizi riyâsız hükümler yıkasa da baştan aşağı hiç birine inanma Vera elbet bir gün uyanacak bu karanlık elbet bir gün verecek tarih aldığını...
korkuyor muyum yassıya diktiğim dizeler kadar dikilemez miyim karanlıkta ölmek mi yoksa korkum değil Vera değil bir esaretin yarısı kadar yürür ancak aklıma ama elbet bir gün güvercin uçuşu geleceğim yanına bekle beni o zaman eşiğine mumlar çaktığım o yaldızlı kapıda!..
suhulet mangaları döküldükçe ardına bölük bölük havaî mavi kopyaların dizilir arabına bile benzemez matahlarda evet, korkulur karanlıktan eşkenar ayrılığı mutluluk çıpası zararı da kâr sayan otokopi zihinler çoğaldığında sustulurursun susarsın gitmek zamanı çaldığında. ardında; altın varaklara kuşanmış atlas yürekli dostların kalır ve üç beş de yavan karalama...
lâkin; nifağa kurulu saat, en çok iki tur atar yalan etrafında! ufuk indisi tedavi edilemez şizofreni gibi ayakta hep olduğu gibi e n . ç o k . a y d ı n l ı k . k i r l e n i r. k a r a n l ı k t a tüm dostlarıma hakk-ı mahfuz bir endamla elveda....
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Vera’ya Mektuplar / En Çok Aydınlık Kirlenir Karanlıkta şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Vera’ya Mektuplar / En Çok Aydınlık Kirlenir Karanlıkta şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bomba bu şiir... Pimi çekilip bırakılmış. Tutsaklığa bir bomba, özgürlük imalatı. "e n . ç o k . a y d ı n l ı k . k i r l e n i r. k a r a n l ı k t a"
Çok sevmesem de satırları ayırmayı bu şiirde iki yer vurdu beni..
memleket vatan kırmızısına devrildiğim bayrak bu kadar mı platonik sevdim ben sizi riyâsız hükümler yıkasa da baştan aşağı hiç birine inanma Vera elbet bir gün uyanacak bu karanlık elbet bir gün verecek tarih aldığını...
Platonik sevmenin belki en güzel hali ve ne güzel ifade...
hep olduğu gibi e n . ç o k . a y d ı n l ı k . k i r l e n i r. k a r a n l ı k t a
Bu kısma bir şey demeye zaten lüzum bile yok, müthiş...
Ve elveda dostlarıma falan demeyin Serhat Bey, endişelendirmeyin bizi:)
saygımla