İKİ KELİME, ALTI HECE (2)
Saçların
Cennetin çayırlarına düşen Sonbahar rengiydi Bakışların Efsununda alabora olduğum Okyanus deriniydi Bense Bir aykırı rüzgar dolmuş yelkenimde Savrulup gidiyorum Cennetin çayırlarından Okyanus derinlerine Ellerin Kelebeğin kanadına düşmüş Duru bir çiy damlası Sözlerin Denizleri köpük köpük kabartan Rüzgarın ağlaması Bense Bir dudakları ıslıkla namekar Şarkılar söylüyorum Bir kelebeğin sesinden Fırtınanın ortasında Sen misin Onca zaman beklenen sabır sebat Kan revan gel-gitlerle Ben kimim Harcanan aşka meşke haraç-mezat Olursuz ümitlerle Sevgiler Sanki masallara hapsedilmiş Bir peri kanadında Bir toz pembe düş artığı Tenime o hiç değmeyen Sen de mi Aynada gördüğüm ve konuşmayan Hayalden ibaretsin Ben de mi Olmazlara bir türlü alışmayan Bir deli divane sır Bendeki Bir aşk ki o hiçbir aşka benzemez Bir yürek çağlaması Küllerinden doğup da hep Olmaza boyun eğmeyen Hala seni anlatan Şarkılar dilimde, bıkmadan Biri bitiyor, ardından Diğerini söylüyorum Bir düş gördüm dün gece Sonu mutlu bir bilmece İki kelime, altı hece Se-ni se-vi-yo-rum |