“ DÜŞ DÜŞER DÜŞE BULAŞIR BEYAZ ”I Kendi düşüp de ağlamayanlardan Bir musibetin bin nasihatten evla Olduğuna inanmayanlardanım Her sevincin kursakta kaldığı dönemde Henüz Nemrut İbrahim’e kin duymazken Yüzde noksanı su ile çevriliyken derdin Bedensiz kıyafetler dolaşır hafsalamda Çokça acır fenalaşırdım Lakin yaralandıkca inadına İnadına inadına kin adına Yenildikçe bu yoldan dönemedikçe Beyaz kirlendikçe ve siyahın tadı kaçtıkça Bir ve tek acının tadı kaldı damağımda Kendim düşüp de ağlamadığımda II Girişi eksik bir zamanın Gelişmesi muğlak sonucu muallak Karasını her saat Beyazını ise düş/de görmekten midir bilinmez Önüme yollar açıldı ve Denedim yürümeyi de Varlığının göğümde asılı kalmasını sindiremedim lakin Ne yana dönsem kendi aksime Ne yöne dönsem düşündüğüm aksine Düne, güne ve bir sonra ki güne Taşıdığım kompozisyondan mıdır yoksa Yoksa eksi bilmem kaçın ayazında Siyah ile şifa aramam/dan mıdır Bir garip öksürük oluverdi yaşanılan Grisi eksik bu resim ve bu muğlak an Ağlamayanlardan birisi iken ben Düştüm fakat Tek damla kan dökmedim Miras olan kör kalemden... |
Kalemine yüreğine sağlık
Selamlar saygılar