ÖLENE DEK; DİL
beni bir gece
kelebek mezarı yüzlü kadınlar doğurdu gasp edilmiş harabelerde sus içirtilerek susayan mavi abalı o kadınlar ceset kokulu sular çektiler kuyulardan bana bir gece kefenleri çalınmış yılanlar acıdı gömerek dillerini karınlarına ve korkarak tıslamaktan sus tükürdüler sesi bastırılmış zamana bana bir gece kurşunlanmış yıldızlar ağladı bana her gece bir daha mevsim kış iklim ateş her kerpiçte beden arayan bir mermi her sokak taşında kan kana düşmüş beyaz bir yazma siverek beni bir gece o ölü yatağı harabelerde bir cenin uyandırdı yırtarak can çekişen annesinin karnını ’ölene dek dil ölene dek dil!’ lokman kurucu |
Cenin diriliģi.