MATEM RÜZGARI
’Perçeminin kovuğuna saklanan ihtişamlı geceydi eylül,pencerenin kırık köşesinden içeri sızan,yaralı bir rüzgardı oysa’
Ürkek bir meltem rüzgarıydı karınca yuvasını zedeleyen. Sarı yapraklar iki dal arasında kalmış, Sılanın öpücükleriyle uyanıyordu sabaha. Gecenin koynundan sabote edilmişti Kundaklara bırakılmıştı. Sınırları terk edilmişti,mahkumdu . Mevsimi olmayan bir rüzgardı Şirazeli soğuk algınlığının başlangıcıydı Poşusunu yırtmış Sevimli beklentilerin yamaçlarından bakan isimsiz rüzgardı. Külü savuran bitlenmiş bir rüzgardı bu Yörüngesini kaybetmiş dünyalardan gelmişti. Yorgundu. Gecenin ikindi vaktiydi. Sözcüklerin çeperine lüle lüle damlıyordu . Arşa uzanmış gölgelerin ıslaklığı alıyordu eşgalsiz ütopyaları. Gözlerin gözlerimden kayan yıldız oluyordu o vakit. Dilekleri ören çakıl taşlarıyla şans oyununa çıkıyordum. Pıhtılı mevsimlerin gelmeyen rüzgarıydı bu. Kirpiklerinden vurulmuş serçe yavrusuydu. Kemancıdan kopan kusursuz notalardı . Zamandan alınan Hukuki bir burukluktu. Sensiz duran matem rüzgarıydı. VEYSEL DURMAZ. |