ŞİİRLERE İBADET EDEN ŞAİR:
Issız bir şairim, gasp edilir düşüncem, ömrüm haczedilir;
ellerim kilitlenir hiç sorgusuz... Bu yüzden ellerim ayaz, ellerim kan, ellerim öyle büyüdükçe kederi büyüyen yoksul çocuklar gibi... Çünkü şairim, daha ’anamın rahminde bile yalnız...’ Ve ansızın hayatına taammüden kastedilen. I Şairiz, ağlayan bir kadın kılığında gelir ölüm.. uçurumlara sarkıttığımız şiirlere ağlarız şairiz çünkü, mahsur kalırız başkalarının acılarında... Süt vermez şiirin göğüsleri düşük yapmış umutlarda şairiz, bizi bu şiirler fişledi... ama boyun eğmez, dize gelmez dizelerimiz.. paranın sultasında faizli ömrümüz şairiz, ’mahşere kadar masum’ acılı bir keman sesinde... Ölümle silinebilir ancak trajik alın’yazımız! II Gecenin sabaha mağlup olduğu vakitteyim... Hüzün doğurganı orospular fikrime akmayan ırmaklarda. Şairler, arabesk duyarlıklarıyla ıssız yalanlar söylerdi en kemirilmiş yanlarıyla, tenimi ısıtmayan haziranlarda. III Irzına geçildi masumiyetin.../ intihar etti o eski aşklar her cümlenin sonunda bir ünlem’siniz artık!!! ben ardınızda bıraktığınız uzun yolunuz Bir kadeh rakıyım; içmemenizi öneririm çünkü sarhoşluğunuz olmak istemem içinizde kalmak hiç istemem- kustuğunuz olurum ortalık yere Hep yanlış ezberlediğiniz rolünüzüm; sahnenin ortasında unuttuğunuz yeniden hatırlayıp, sonra yine unuttuğunuz! IV Siz beni tanımadınız! ey ’hayatta yaşamaktan başka gayesi kalmayanlar;’ rastgele hayatınızım sizin, hoyratça tükettiğiniz, yaşayıp yaşayıp öldüğünüz! Kendinizle aranıza örülmüş bir duvarım kabuslarınızın tabiriyim yurdunuzun alaca karanlığında... Bir parantez’im, açıp sonra kapattığınız yazdığınız bir şiirim, satır aralarına saklandığınız kimse sizi bulamaz sandığınız... Ben sizin aydınlanmış cinayetinizim bitmeyen suçluluklarınız / kalbinizde nasırlarınız Birazdan toprak sevişecek yağmurla bense iklimsiz kuraklığınız ve kanayan yazgınızım.. İki damla gözyaşınızdım, ömrünüzden akıp gittim usulca... Siz tanımadınız beni: şairim yangınım şiirlerse küllerim.. kırık bacağıyım aşkın ve dramatik ’bir romanın hep kaybetmeye mahkum kahramanıyım...’ Acılarınız da özgürsünüz - özgürlüğünüze zincir’siniz... yol kenarında yalnızlığa terk ettiğiniz o çok incinmiş aşklarınızda tutuklu! Siz ihanetin temsilcileri, yıllardır sırtımda cesetlerinizi taşımaktan yoruldum. siz benim teli kırık enstrümanımsınız veya rafa kaldırılmış tozlu mısaralarım ben sizin, ölümle beslenen hayatınızda yaşam suçunuz. V DİKKAT!!! yalnızlıktan başkası giremez! İçinizdeki mağaralarda kaybolup kendimi arıyorum... siz aleyhinize delil, kendi katlinize bıçak... VI Sütü kesilmiş de olsa siz yine de yırtmayın, harfleri utandıran şiirlerinizi... onlar yaşamınızın en sessiz tanıkları ve boşlukta yankılanan çığlıklarınızdır! Birdal ERDOĞMUŞ - |