Gözleri sevdaya sözlü yâr Çık da gel zamanlar ötesinden Ölümler öncesinden. Beni ilk gençliğime götür Sevdada imkansızlığı tanımadığım Hasrete yanmadığım Senden gayrısının adını anmadığım Hayatı pembeye boyadığım zamanlara götür
Bizim dağlarımızda kaçak yaşanırdı sevmeler Sen beni Dağ köylerine varan patika yollarda Adım adım çoğalan sevdalarla Sevdiğinin adını mendil köşelerine işleyen Köy kızlarının yanına götür Pınarlara indirip avuçlarından su içir bana Toprağım olsun toprağa düşmeden bedenim Ekildiğim,yeşerdiğim…biçildiğim Bıyıkları henüz terleyen delikanlıların Sevdiğine türküler çığırdığı yollara Ölülerine ağıtlar yaktığı ellere götür
Toy delikanlıların dipdiri yüreğiyle gel sevdiceğim Atları seversin ,bilirim Toprak yollarda tozu dumana katarken Bir atın yelelerinde sev saçlarımı Asiliğinde bul kavruk tenimin isyanlarını Söyle dağa taşa İncitmesin ayaklarını Benden önce öpmesin Canımın içinin parmak uçlarını. Karanlıkların soysuz bir eşkıya gibi Aç bir harami gibi indiği dağ yamaçlarına Sür sesini ,nefesini Cesarete ayaklansın bedenim Sana geleyim
Gel…ruh tufanım Gençliğimin en deli hasreti sevdiğim Göçmen kuşların göçüp gidemediği Bulutlara yurt olan dağlara gel Çiğdemlerin sevdalı sabahlara uyandığı Yaylalara götür beni. Ölüm pusuda beklermiş bizi ,aldırma Gözlerimi yollarına serdiğim Zamanımı vuslatına kurduğum Yaban gezmeden dağlarımda Kahpelik düşmeden bu bağlara Gel götür beni Kurtar bu zemheri işgalinden Ömrüme bahar ol Bilmelisin gençliğimin yangını Gelmezsen Yakarım dilimdeki tüm sözcükleri
Gel ömrümün eksik yanı Sen beni ,türkümüze kuşların eşlik ettiği Şehirlerin ve şiirlerin yağmalanmadığı Ölümlerin sustuğu Sevdalıların kavuştuğu zamanlara götür Ömrüm...sana göçür beni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
SANA GÖÇÜR BENİ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SANA GÖÇÜR BENİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
YADİGAR HOCAM, ŞİİRİN KONUSU İÇİN YORUM YAPMIYACAĞIMI BİLİYORSUN...AMA ŞİİR İÇİN NE YORUM YAPILSA AZDIR..KUTLUYORUM KELİMELERDEN BİR ORDU KURAN YÜREĞİNİ..SELAM VE SEVGİ..
Ne güzelsin sen şiir... Aşkın diyarlarına seyrüsefer ettirdi incilerle mücehhez nağmeler... Bu şiiri okurken insanın âşık olası geliyor, âşık olan için ise yüreğinin köşelerine şerbet enjekte ediliyor adeta... Hasretler öylesine tatlı ifade edilmiş ki söyleyiş zarafetinde... Tinde hoşluklar bırakıyor, sözcüklere bal damlatılmış dizelerde... G/üne gelecek evsafta bir şiir... İçim şiir d/oldu, yüzümde aşk na(ğ)melerinden mütevellit tebessüm... "Ah Aşk!" dedirtti dizeler... Aşkın müziği her kalpte güzel duygular yaşatır... Müziğiniz hiç susmasın...
Teşekkürler şiir/şâir...
Sevgiler, hürmetler...
================================================ e d i b / a h m e t
Ah hocam ah! Dilim bağlandı, kalakaldım... Of diyorum aşkı katledenlere... Bu nasıl zihniyettir, bu nasıl insanlıktır, bu nasıl taş kalplilik... Allah bilir ya bence babanız şehittir... Allah nur içinde yatsın... Orada kavuşmalarına da engel olmazlar ya... Bir Fatiha da benden sevgili babanıza...
Çokça teşekkür ederim Ahmet Bey. bu şiir yıllarca birbirine sevdalı iki genç için yazılmıştır.O gençlerin erkek olanı sevdiğinin başka birine verildiğini öğrendiği akşam tutup kaçırmış onu.Yirmi gün sonra erkek kızı kaçırdı diye öldüürülmüş ve geriye dul bir kadın kalmış ve dokuz ay sonra babasız bir dünyaya bir kız çocuğu merhaba demiş.
O ..erkek benim babam ,kadın da annem...:((
Aşkın müziği her kalpte vurucu mu olur şairim!Onların müziği kendi dillerinde sussa da başka yüreklerde hep raks edecek ,biliyorum.
Bizim dağlarımızda kaçak yaşanırdı sevmeler Sen beni Dağ köylerine varan patika yollarda Adım adım çoğalan sevdalarla Sevdiğinin adını mendil köşelerine işleyen Köy kızlarının yanına götür Pınarlara indirip avuçlarından su içir bana Toprağım olsun toprağa düşmeden bedenim Ekildiğim,yeşerdiğim…biçildiğim Bıyıkları henüz terleyen delikanlıların Sevdiğine türküler çığırdığı yollara Ölülerine ağıtlar yaktığı ellere götür
Gözleri sevdaya sözlü yâr Çık da gel zamanlar ötesinden Ölümler öncesinden. Beni ilk gençliğime götür Sevdada imkansızlığı tanımadığım Hasrete yanmadığım Senden gayrısının adını anmadığım Hayatı pembeye boyadığım zamanlara götür
Çok kıymetli kardeşim.. Şiirini okurken çok duygulandım çok hislendim..Dizelerin beni yıllar ötesine götürdü..Mıh gibi çaktı olduğum yere aynı duyguları paylaştığım aecılarımın tarifi bir şiirimi ekledim şiirine iznin olmadan sanıyorum bütünleşti dost oldu şiirlerimiz.. Yaşanmışları tarif etmek zordur... Aynen yazdığınız gibi...
Bizim dağlarımızda kaçak yaşanırdı sevmeler Sen beni Dağ köylerine varan patika yollarda Adım adım çoğalan sevdalarla Sevdiğinin adını mendil köşelerine işleyen Köy kızlarının yanına götür Pınarlara indirip avuçlarından su içir bana Toprağım olsun toprağa düşmeden bedenim Ekildiğim,yeşerdiğim…biçildiğim Bıyıkları henüz terleyen delikanlıların Sevdiğine türküler çığırdığı yollara Ölülerine ağıtlar yaktığı ellere götür
Züleyha.... Yaylamın güzeli, Ilık ılık esen ikindi yeli, Kirvemin kızı, Sürüler içinde bir Kınalı kuzu, Kurun Yarpuzu, Munzur’un Kardelen Çiçeği, Kirpiğime konan Mayıs Kelebeği, Tarlamda Nazlı Gelincik; Derelerinim sevda yankısı, Boz tepenin ardından yanıp sönen ayna pırıltısı, Ekmek kokulu öğlen açlığım, Güneş yüzlüm, Islak çiğdemli mahmur gözlüm. Ceylan sekişlerinle çık gel yıllar ötesinden, Kalan türkümüzü söyle bana, o duru sesinden,
Züleyha... Kederliyim,süzgünüm.. Şimdi uzak diyarlarda sürgünüm, Annesinin umudu, Yedi dağın bulutu, Önce bir taşa yazdılar! Züleyha.. Bugün bir nesepsize de koydular ismini. Bulaştırdılar yine hasretini. Züleyha..
Sordum kadına İsmi nedir çocuğunun? Dedi; Züleyha, Tekrarlattım bir daha... Sinirlendi..Döndü bana.. Züleyha! Dedim..Züleyha!.. Yaz sana! Ne bekliyorsun daha! Yazdım... Nüfus kütüğünün yetmişinci hanesinin ikinci satırına, Bir meşru.. adı da Züleyha... Şerh’de düştüm son satırına. Ah!... Züleyha.. Nerden düştün aklıma.. Neşter vurdun yıllar öncesi saklıma, Takıldım akşam,akşam yine sana.. Bilmiyorum ki ne yapsam, Belki dağılır diyorum kafam biraz dolaşsam. Hava soğuk,sisli,kar yağıyor. Migrenim tuttu midemde ağrıyor. Üşüyorum Gönlüme oyalanacak bir şey arıyorum. Çorbacıya giriyorum. Bir işkembe söylüyorum. Buharlanmış cama Züleyha yazıyorum, Buzları kürdanla kazıyorum, Isınmıyor içim yine Paltoma sarılıyorum.. Züleyha....
Yaylamın güzeli, Ilık ılık esen ikindi yeli, Kirvemin kızı, Sürüler içinde bir Kınalı kuzu, Kurun Yarpuzu, Munzur’un Kardelen Çiçeği, Kirpiğime konan Mayıs Kelebeği, Tarlamda Nazlı Gelincik; Derelerinim sevda yankısı, Boz tepenin ardından yanıp sönen ayna pırıltısı, Ekmek kokulu öğlen açlığım, Güneş yüzlüm, Islak çiğdemli mahmur gözlüm. Ceylan sekişlerinle çık gel yıllar öncesinden, Kalan türkümüzü söyle bana, o duru sesinden,
Züleyha... Kederliyim,süzgünüm.. Şimdi uzak diyarlarda sürgünüm, Annesinin umudu, Yedi dağın bulutu, Önce bir taşa yazdılar! Züleyha... Bugün bir nesepsize de koydular ismini. Bulaştırdılar yine hasretini. Züleyha..
Değerli kalem Faruk Bey,şiirinizi eklemenizden hiçbir şekilde rahatsızlık duymadım.Mumnun oldum aksine. Bu şiir benim annemin ve bababamın öyküsü.Benzer yaşanmıkların olması çokça mümkündü.Bu öyküyü yazmak değiştirmezdi yazgımı;ama en azından bu sevdaya bir damla hizmet etmek istedim.
Katkınız ve samimiyetiniz için çok teşekkür eder saygılarımı sunarım...
Gel ömrümün eksik yanı Sen beni ,türkümüze kuşların eşlik ettiği Şehirlerin ve şiirlerin yağmalanmadığı Ölümlerin sustuğu Sevdalıların kavuştuğu zamanlara götür Ömrüm...sana göçür beni yadigar hanım bu güzel dizelerinizi kutlarım selam ve saygılar..