ORDAN BURDAN
Aşka kâbedir kalbim, mukabil hazza mazhar
Sinemde hicran ile yanan yer tam buramdır Kimse bilmez gönlümün kimden ne çektiğini Derdimle hemhal olup inleyen tamburamdır Kaç can gelip geçtiyse o kadar tanımı var Aslını bilen yoktur, aşk müphem bir kuramdır Cennet’te vâdedilen herşey burda da mevcut Orda yenecek yemiş burda niye haramdır Talihi yâr olmuş da ne zaman yüzü gülmüş Yoksulun yaşantısı baştan sona dıramdır Kerâmeti kendinden menkûl bir çok cüretkâr Şair kesilivermiş, bu ne menem meramdır Meydanı tenha bulup, herkes bir şey söylemiş Biraz beni dinleyin, bu kez benim sıramdır Bir terkibe girmeden rastgele söylenen söz Ne şiirdir, ne nesir; tesirsiz bir kelâmdır Güneşle flört eden kara üzüm habbesi Soframa iştah katan şarabımdır şıramdır Kaf dağının ardında açan gülün kokusu Doldurur genizimi, meret buram buramdır Mahlûkat-ı mahsusa sayılan insanoğlu Arza hâkim olsa da bir sefil nefse râmdır (15.08.2012 – Lüleburgaz) Zekâi BUDAK |