Vinç Kültürü
kalbim hep seni istiyor ağzım yalan söylemiyorsa
bana ve sana, ağzım dayanmış ağzına yardım bileniyor kelimelerim küflenmiş karıncalar dolaşıyor üstünde üstümde leş bir deodarant kokusu incinmiş insanların ter kokusu patlamış florasanın ve beyni patlamış kiliselerin zangoç kokuları ne tuhaf bir şey kalbim hep seni istiyor beynim zenci bir uyuşturucu kaçakçısı defalarca ellerine teslim edip anasını sikeyim adaletin gel beraber vuralım amcığı dediğim şey hatta şeylerin tılsımında doğaya kanama yoluyla bulaşan kör gözlüğünün ayrıntılı kamera kaydı menekşeler güzeldi ama yemeseydik eğer daha da güzel olabilirdi kısa kesilen bir ömrüm olacak,kısa film olsa da ben seni venedik, new york istanbul paris festivallerinde öpmüş olacağım elini tutup elini tutup konvoy eşliğinde iki yaralı ambulansın el ele tutuşup hastaneye yaklaştıkça yaşadığı ödem hastaneye yaklaştıkça yaşadığı kramp hastaneye yaklaştıkça yasadığı çift kapılı kartal zerafeti hastaneye yaklaştıkça yaşadığı bir keçinin ilk boynuzunun vücudunun neresinden çıkacağını bilememesi kadar garip bir tutuşmayla hastaneye yaklaşıldıkça aslında oranın geçen sene terk edilen bir kadın olduğuna el fenerini çekip iyice yaklaştığında el fenerini iyice çekip iyice yaklaştığında yüzüne iyice baktığında soğuk bir mevsimde terkedildiğini anladığında elini tutup gözlerini sadece kiralayacağım... ağzımdan dökülüyor senin dişlerin çok mavi kalıyor saat beni geçtiğinde geride kalan bir kaç saniye ve kalbimin seni istediği röntgeni malesef beynim bir duvar saati,patlamaya saniyeler kalmış bir bedenin kaç saniye sonra duvarları kana çevireceğini takip ettiğimiz bir saat sonra çok yoruluyorum ve yırtıcı hayvanları anlıyoruz cevizler dökülüyor toprağa alakasız bir adamın selamını alıyoruz ta eve kadar taşıyoruz adamı da tanımıyoruz akşam oluyor adam oluyor kalbim seni istiyor ama beynim tek kulağı patlamış sinek sonra hız sınırını aşarak seviyorum seni camına yapışmış bir sinek silegeçe takılmış bir beyin yağmuru yedikçe eteğine kan sıçratan.. Ozan Uğraş |