Ankebut
Yurdu yoktur,yokluğunun
belaltında unutulan bir şarapnelde belirebilir sehpanın üstünde duran bir çiçeğin gölgesinde bir katilin soğuk teninde,dikkatinde,parmak izinde oturma odasında unutulmuş bir ameliyat masasında ayın adet döneminde, göğe sıçramış bir veda vebasında yurdu yoktur ,yokluğunun... gözüne kalem çekilmiş bir silahtır,hayat patlarsa heryerimize sıçrar gümüş renkli atlar bütün güvercinler kutsal kitapların üstünden su içer kolların,bir ahtapotun son şansı olur, bedenin,terk edilmiş bir cami avlusudur oluroğluolur,camdan seken yağmur aramızda verilmiş bir söz olur, mesafeler, ikna edilmiş iyi aile çocuklarıdır senin içindir alınan bütün izinler,iptal edilen bütün kuşlar ve geriye alınan bütün şarkılar ki şarkılar aramızda haybeden kaybedilen bir bahis bir habis poker masasında kaybedilen organlar gibi yarım kalmak senin içindir senin içindir adalet, mihenk, griye kaçan ışık,ışığın gizlemek istemediği ölü ölünün son tuttuğu el, bunların hepsi senin içindir içindekilerden hangisi aşağıdadır sevgilim a) gözlerim b)ciğerlerin c) kuyruklu balta d) havası kaçmış mide asiti e) ce ben sana veba ediyorum sevgilim olabilirdik, bir ayın onbeş günü sen onbeş günü ben otuzbir çeken ayların boşaldığı bir handi kap kapın içinde yüzümüzü birbirimizin elleriyle yıkayan iki boktan aşık olabilirdik yerdeki kanın içinde yüzen kağıt geminin güvertesinde birbirinin organlarına tutunan iki halat şimdi hal ve hatır arasında dilim kılıfından bir türlü çıkamayan penis kınından bir türlü çıkamayan sadrazam kuyusundan bir türlü çıkamayan kedi bacağı yetişen ağaç seninle bin türlü bir araya gelemedik, ama bir türlünün iki başında birbirimize bakışlarımızı yedirmeyi başarabilen ikindi vakti olabildik... eldivenlerimi çıkarıp eline verdiğim için mi elimi benden gebe kaldı gidişin bunu şu an için bilen yok..... Ozan Uğraş |