GİDERKEN
Bana ne öğretti .?
kızgın güneş altındaki Mavi çiçek ! Çölün ortasındaki yeşil fidan Bütün bir ömrüm Hiç… Şu son tebessüm aldı Gündelik telaşlarımı Sabırla beslediğim umudumu Şimdi yalnızlığım gazel artığı bir sonbahar başımı verdiğim kavgada da bir yar selamı da yok artık Payıma düşen kavganın en gözü kara neferliği Giderken aranızdan Mağlubiyetin ezici çoğunluğunu Dolduruyorum heybeme Birde Dağların heybetinden arta kalan ne varsa Ne sen değiştin ,ne de dünya Bizler alıştık yalnızca Acıyla yaşamaya.hasrete unutmak yok unutma alışmak var Acıya alışmak, ayrılığa alışmak Bu bir yarayla yaşamak gibi Ya da Adına her ne dersen Düşünüyor da insan Yağmurun kaldırıma yakıştığı kadar Yakışır mı “Avignonlu Kadınlar” Bir konağın duvarına, Geceye,sokak lambasının Islak kaldırımlara ışık akislerinin Yakıştığı kadar, yakışır mı “yıldızlı gece” “teras kafe” Loş bir duvara Bitti artık Önümde tövbeleri var yeminlerimin Kirpiklerim de biraz tuz. İstersen eğil Ne yosun kokuyor şehir ne de deniz. kaya koğunda rüzgar sesi deniz kabuğunda meltem var. Tarlalarda yeni kırılmış tütün kokusu Şimdi gitmenin tam zamanı Geçip gidiyorum aranızdan Ağır ve aksak adımlarla Günün ağarmasına henüz var. |
Saygılar selamlar