ŞAKAĞIMDA PARLAYAN GÜNEŞ
kan içirdiğimiz toprakların üzerinde
günü izlerken, karanlık sabahlara taşıdığımız gelecek ne zaman dirilir hüsrana düşmeden. hayatın her anına yayılan kazanma arzusu acılara katlanmayı öğrendikçe ölüm taç giydireceği yeni bedenlerin peşinden koşacak. doğarken başlayan bir büyünün masumiyetini saran günah hayatımızın kaderini değiştirip yalnızlığın avucuna bıraktıkça susuzluğumuza çalınmış edepsiz arzular, yeni ihanetler yükleyecek. şakağımda parlayan güneş kolay gidişlerin çanını çalma artık zavallı aklıma. sıra sıra takılıp giden bedenlerin çığlığı kulağıma indikçe ben bu sonsuz bahçeden nasıl ayrılım nasıl alışırım. sükunetime hançer gibi inen isyanım, ağır sözlerimle yankılanırken, bu yaşamın yüküne katlanmak yüreğimin atışlarında gizlenmiş gerçeği kabul etmek istemiyor Tanrım. AĞLAYAN NİSAN |