...bekledikhoşcakal bile demeden eller gibi sessizce veda etmeden ardında bıraktığın bir hiçmiş hiçbir şey yaşanmamış gibi düşman gibi gidişin beni kahreden yakıştımı veda bile etmeden eller gibi ... bir hoşcakalı çok gördün karanlığın koynuna kayıp giden yıldız gözümden süzülüp düşen yaşlar gibi öylece sessiz sedasız çekip gittin sanki her an geri gelecekmiş gibi... nedensiz sebepsiz gitmiştin gökyüzümden mavim çalınmıştı ağaclardan yapraklar çiçeklerden renkler gittinya tenimden canım lime lime sökülüp alınmıştı ... biz seni çok özledik gökyüzünü kucaklayan bu mağrur dağ eteklerinde gelinciklerle oynaşan seher yeli her gelişinde içime sığmayan o çocuksu sevinç gözlerimden yüzüme koşan avuçlarımdaki eski sıcağın dudaklarımda andıkca adını titreyen nefesim özledik seni... göksunun serin sularında yakamozlar bahcede yediveren güller saksıda begonyalar yastığıma sinmiş kokun soğuk duvarlarda saklı gölgen... döneceksin diye bir ümit vardı içimde bekledim bekledik... gecenin koynunda eriyen mum gibi başım önümde boynu bükük bekledik hep bekledik yol kenarıdaki taşlar gibi... Hasan ODABAŞI |