1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1202
Okunma

hoşcakal bile demeden
eller gibi sessizce veda etmeden
ardında bıraktığın bir hiçmiş
hiçbir şey yaşanmamış gibi
düşman gibi gidişin beni kahreden
yakıştımı veda bile etmeden eller gibi ...
bir hoşcakalı çok gördün
karanlığın koynuna kayıp giden yıldız
gözümden süzülüp düşen yaşlar gibi
öylece sessiz sedasız çekip gittin
sanki her an geri gelecekmiş gibi...
nedensiz sebepsiz gitmiştin
gökyüzümden mavim çalınmıştı
ağaclardan yapraklar çiçeklerden renkler
gittinya tenimden canım
lime lime sökülüp alınmıştı ...
biz seni çok özledik
gökyüzünü kucaklayan bu mağrur dağ
eteklerinde gelinciklerle oynaşan seher yeli
her gelişinde içime sığmayan
o çocuksu sevinç gözlerimden yüzüme koşan
avuçlarımdaki eski sıcağın
dudaklarımda andıkca adını titreyen nefesim
özledik seni...
göksunun serin sularında yakamozlar
bahcede yediveren güller saksıda begonyalar
yastığıma sinmiş kokun soğuk duvarlarda saklı gölgen...
döneceksin diye
bir ümit vardı içimde bekledim
bekledik...
gecenin koynunda eriyen mum gibi
başım önümde boynu bükük bekledik
hep bekledik yol kenarıdaki taşlar gibi...
Hasan ODABAŞI
5.0
100% (4)