KIZIMŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ’GÖKYÜZÜ OLSAM ,
SENİ DAĞ GİBİ SEVSEM BİR ÖLÜ OLSAM, SENİ BİN YIL SAĞ GİBİ SEVSEM’ k/alıntı
KIZIM
rüzgârda başaklar ne yöne eser tohumları hangi ağaç dibine düşer kırılır mı büyür mü yağmur yağdıkça fırtınanın merkezi en ortası ilerlesen yutar mı sabit dursan susar mı kaç adım karesi eskitir bir papucu yalın ayak mı yürünmeli hayatta yoksa parmak uçları dışarda mı bugün bunları düşünme kızım seni bana yolladı Rabbim başaklarım tarumar olurken hayat rüzgârında tam da fırtınanın ortasında dilimi dolayıp sesimi yutmuşken uğultulara ayaklarım taşıyamazken yorgun bedenimi yalın ayak emeklerken cilalı yokuşlarda sen geldin bana meleğim kesilmiş soluğuma nefes olup sen geldin ya bırak yarın düşünsün bugünün çorabındaki deliği sen hep huzurla uyu kâbuslar kırsın dizini bağdaş kurup dolansın birbirine gözkapakların rüyaya kapandığında düşünme hayatta yanıp sönen mumlar kaç ak düşürür saçlara kaç kırışık karşılığında tecrübeyle ödüllendirilir insan her yeni yaşında sen bu gün tüm güzellikleri düşün kızım adın gibi en nurlu en temiz , en masum iyiki geldin Beyza’m, iyiki varsın doğduğun gün kutlu olsun kızım Gülşen Mavi 15.08.2012 |