Asalet Ölümden Meşakkatli
Elimdeki taşları nereye attığıma bakma,
neden attığımı göremiyorsan. Dilsizim ben. Köre, sağırın ettiklerini anlatamam. Unuttuğun onca hayat varken, bana unutulmuşu oynama. Körüm ben. Göremem, dilsizin anlattıklarını sağıra. Beynindeki kurşunu sen çizmedin belki, ama onu yağlamak senin fikrindi. Lütfen, üç maymunu oynama! Kalbine saplı bıçağın kabzasında ellerin. Bastıran da sensin, bağıran da... Yeter artık, sus... Duymak istemiyorum göremediklerini. İntihar dediğin, kendini insanlıktan çıkarmak değil! Atlar kadar tanırsan dünyayı, asalet ölümden daha meşakkatli. Durma, hadi! Yine kalelerden zırhlar giyin. Sonra okçuları diz beyninin göbeğine. Adı yağmur olan birini vur acımadan, göm toprağa. Leyli aşk ile doğan kim varsa, koklasın acıyı. Öğret onlara, geceyi sabahla koynuna alamayacaklarını. Atlar nefessiz kalınca kendi boynunu ısırır ya, senin gücün buna yetemez! Ölüm bile asalet ister. Dişlerin dibine kadar mum. Gülşen Mavi |