Milletime Destan-1
Çin devâsâ kibriyle dalmıştı bir uykuya,
Dört bir yanıyla sanki ona âmâde dünya, Yetmiş iki millete hükmedecekti güya, Uyardın gafletinden düşmanı, hür milletim. Haykırdı Yabgu Mete: "Doğu-Batı bizimdir, Yerin yedi kat altı, Tanrı katı bizimdir. Temel, iskelet, gövde, duvar, çatı bizimdir. Gün durmak günü müdür? Atını sür milletim." Yürüdün, heybetinden dağlar taşlar eğildi, Selam durdu tabiat, kurtlar kuşlar eğildi, Eğilmez denen tahtlar, taçlar, başlar eğildi, Vurdu önünde cümle yiğitler diz milletim. Avazın bir kor gibi Avrupa’nın bağrına Düştü. Bereketinle köpürdü Büyük Tuna. Durup soluklanmadan her gün yeni akına Koşturup tüm cihana bıraktın iz milletim. Seslendi Bumın Kağan, "Sefer senin," buyurdu, "Ey soylu soplu Köktürk, kolla, koru bu yurdu, Yıllarca, yollar boyu rehber alıp bozkurdu Kapattın açtın nice çağları alp milletim." Bozkırın her köşesi kucak açtı nesline, Gökte Kök Tanrı bile kulak verdi sesine, Hak, hukuk, adaleti götürmek için Çin’e, Öyle bir davrandın ki, dayanmaz kalp milletim. Zaman geldi, sükûta uğradı hayallerin, Karanlık, etrafında soludu derin derin, Unuttun, hatra gelmez oldu mutlu günlerin, Esarete dönüştü hürriyet, oy milletim. Yalnız hürriyetin mi? Koca devletin gitti. Elin, günün, bayrağın, tuğun, servetin gitti. Hem hakkın ve hukukun, hem adaletin gitti. Koyabilirsen şimdi yerine koy milletim. Feryat figân bir genç kız, ağladı; yetim ve dul: "Çinlinin sözü tatlı, ipeği yumuşak; bil! Hatun kızın cariye oldu, oğulların kul; Olmaya lâyık iken acuna bey, milletim! Elli bir kavim idin, şimdi elin nerede? Bir de hakanın vardı, hani, beyin nerede? Nasıl düştün bu hâle; konuş, hırs, kin nerede? Senin hakkın değil bu batak, çık ey milletim!" Bu sedâ yükselerek göğü sardı bir zaman, Kür Şad’ın yüreğine, od oldu düştü: "Aman, Davranın genç ihtiyar, çoluk, çocuk, bey davran. At bin, kılıcın kuşan. Bu sesi duy milletim." Kür Şad ve kırk yoldaşı can verdi varlığına, Nice Kür Şadlar feda olsun kutlu yoluna, Ancak saygı duyulur, selam durulur buna; Silkindin, ayaklandın, şaşılır huy milletim. Dünya senin otağın, topraklar halın yerde, Gökyüzü göğsün gibi, başın bilmem ki nerde! Ellerinin Tanrı’ya kavuştuğu o yerde Yorulmuş gözlerini kapat bir ân milletim. İşte, Mete, Kür Şad’ı ululuyor bak candan, Asena, Börteçine kavuşuyor bir yandan, Doru atlar, yılkılar çıktı geldi Turan’dan, Sana cennet bu olsa gerektir, can milletim. 14.08.2012-15.08.2012 |