Bahtsız Adam
Soğuk bir kış gününün sabahına uyandın,
Bir sıcak dokunuşa, tatlı gülüşe kandın. Şefkatiyle silince ilk gözyaşını annen, Ömrünün kalanını bahar olacak sandın. Fakat cihanda ne yaz, ne beklediğin bahar; Cihanda bir zemheri, cihanda kara kış var. Sen düştüğün çukurun farkına varamadan Görmediğin ufukta hüküm sürecek dağlar. Henüz ilk adımını atmadan düşeceksin, Bırak, şimdi kahrını zavallı annen çeksin. Daha senin önüne bince engel çıkacak, Daha düşmanlarınla nice dövüşeceksin. Sen açmak istedikçe hep kapanan kucaklar, Başkalarına aşkla, şevkle açılacaklar. Senin bin bir zahmetle yarattığın hayalin Tadına, sen değil, başkaları bakacaklar. Bir karın, çocukların ve başını sokacak Ufacık, kutu gibi bir de evin olacak. Sen ellerin işinde terini dökeceksin, O terle kaynamaya devam edecek ocak. Sen hiç beklemiyorken kapkaranlık bir gece, Karşında dağlar gibi Azrail’i görünce, Kitlenecek dişlerin, açılmayacak ağzın, Dökülemeyecek dudağından iki hece. Olmayacak ömrünce ne tacın ne de tahtın, Her lâzım olduğunda yüz çevirecek bahtın. Görüyorsun ki işte, sen en büyük hatayı O soğuk kış gününde, bir kez doğmakla yaptın. 14.07.2011 |