ÜSKÜDAR
Bir günlüğüne de olsa olsak beraber Üsküdar sahilde.
Özgürce dolaşan gemileri izlesek hafif sisli de olsa güneşli bir havada. Radyomuzda Ezginin Günlüğü çalsa ve ben Leyla olsam. Şarkının nakaratını mırıldansam sende parmaklarınla ritm tuttursan. Etrafımızda balonlarıyla koşuşan çocuklar olsa, şekerini ağzına gözüne bulaştıran bebeklerde... Biz seninle Fuzuli’nin "Leyla ve Mecnun" mesnevisi olsak. Sen Mecnun olmasan da ben bir günlük Leyla olsam yeterdi. Bir beyit okusan mesela ; "Eğer ağlayan gözümüzde uyku olsaydı, Bu kavuşma uyku halinde görülen bir rüya demek mümkün olurdu." bir anlıkta olsa o duyguları hissetsek. Yürüsek emin adımlarla. Son görüşmemizde olsa gülsek ama sadece tebessümle. Etrafımızda kuşlar uçsa;özgürlük şarkıları söyleyerek. Üsküdar da bir sen ve bir ben olsak yavru bir serçenin kanadında... Kayalara çarpan dalgalara karışsak bir saniyeliğine ve sadece bir kere bulutlara doğru uçurtma uçurtsak özgürce... Başımı yalnızca bir dakikalığına omzuna yaslasam ve Leyla olsam. İnce belli çay bardağında sıcak bir çay içsek denize karşı. Yahya Kemal’in şiirindeki gibi nazar değse Leyla’ya(bana) ve arkamdan yas tutsan bir günlüğüne. Gözlerimi kapattığımda da Sen ve Ben olsak Üsküdar’da Ve esen inatçı rüzgarlara rağmen son sürat uçan martılar,simitçiler,çocuklar ve sadece biz olsak iki kişilik bir bankta..! |