BİR DAMLA YAĞMUR
Öylece süzülürken yaprakların arasından bir yağmur damlası
Düştü yüreğimin ortasına kan kırmızı bir ayrılık… Gül kokuna, gül yüzüne aşina bir gözün bakışlarından Süzülüyor gidişinin ardında ki ebedi yalnızlık… Ey ümmetin olmakla şerefli olduğumuz en Sevgili Ey gönüllerin eşsiz Sultanı! Hasret kuşlarına gark oldu bıraktığın mahzun baharlar Misk kokunun firakıyla yandı sinesi toprağın Güller saklar olduğu rayihasını bülbüllerden… Mor renkli bir hüzün çökerken gölgesine akşamın Bulutların eteklerinden dökülür beyaz inciler… Binlerce duanın arşı titreten sedasının yankısında Meleklerin kanatlarından duyulur sessiz haykırışlar... Asr-ı saadetti, senin varlığınla şereflenen zaman Cahiliyetin dipsiz karanlıkları, nurunla aydınlandı her an… Anlar bereketlendi dudaklarından dökülen yediveren sözlerinle Muhabbetinin yağmurlarıyla ıslandı çorak ruhlar… Nice ruhlar yükseldi mertebesine semanın Melekler hayran kaldı sevdasına ashabın… Bir emsalsiz sevdaydı ki bu her dem çağlayan Bendine sığmayıp sonsuzluğa kavuşan… Lal olmuştu adının her harfine diller Ey İki Cihanın güneşi, gül kokulu Nebi! Binlerce salât-ü selam olsun sana, Âline ve Ashabına… |
Ten kafesinde çırpındıkca batıyor
lat, uzza, menat' a Allah diye tapıyor
Bir günlük kız bebeği itibar diye gömüyor
Sen geldin Resülüm zulmün boynu kırıldı
Sen geldin nefisler zincirlere vuruldu
Şeytanlar kendi kazdığı kuyulara atıldı
Sen geldin mazluma güneş oldun
Sen geldin Rasülüm küfrün kökü söküldü
Mazlumlara can oldun canan oldun
Adalet için nice işkenceler çekildi
Adaleti tesis eden sahabe ordusu kuruldu
Vuslat. Süleyman KIR
Üstadem tebrikler çok samimi duygu seli olan şiirinizi ve sizi kutluyorum. Aynı duygularla dökülen mısraları paylaşıyorum. İlhamınız bol olsun saygılarımla