affedin beni
Kırmızı bir şarap, ayaklarımı ıslatan dalgalar ılık esen rüzgâr. Sessizlik, bir tek yoksun. Şikâyetçi değilim ayrılığın o vahşi tadını seviyorum. Çünkü ayrılık olmasa kaçacağım bir deniz kıyısı olmayacak ve ben ruhumu dinlendiremeyeceğim. Bekli de kimsenin hayatına dahil olmak istemiyorum, yeterince çaba göstermiyorum. Hayallerime sığdıramıyorum kimseyi atımın arkasına bindireceğim siyahlara bürünmüş, siyah ojeli bir prenses yok sanırım.
Ve ardımda bıraktığım kadınlar, küfredebilirsiniz bana, sokakta beni gördüğünüzde elinizde başka bir elle hiçbir şey yaşanmamış gibi davranabilirsiniz, kırılmam. Ya da yıllar sonra “Serkan tanıdın mı beni?” diye sorduğunuzda pardon sizinle yatmış mıydık dediğimde o… çocuğu diyebilirsiniz hakkınız. Ya da hiç bunları düşünmeden benim aşktan bir bok anlamayan adam olduğumu düşünüp affedebilirsiniz beni… |