SEN AĞLAMA!
Gözlerindeki şıvgın kıskandırır ummanı
Bulutlar utancından çöker sen ağlayınca Damlayınca gönlüme, unutturur zamanı Yaşın benden maziyi söker sen ağlayınca ’Olmaz’ denen vuslatı yağmuruyla olduran Bir bahar muştusuyla kadehimi dolduran Cömertliğin hasıyla, dalından gül aldıran Mevsimler yaprağını döker sen ağlayınca Kelimeler tükenir, bülbül dilim lâl olur Unutur gayrısını aşk ile hemhâl olur Yüzümdeki tebessüm an gelir hayâl olur Niyazım Hak katına çıkar sen ağlayınca Şu mecâzî âleme aşkı öğreten bizdik Mecnun’u Leyla’sına kavuşturacak izdik Mevlâna düsturunda çözülemeyen gizdik Sevdalılar boynunu büker sen ağlayınca Yüreğim çorak kalır ıslanınca yanağım, Gamzen dile gelince kilitlenir dudağım Sükût ikrara gebe, çağırırken toprağım Bir damlan sönen Şems’i yakar sen ağlayınca Gözlerim yaşamaktan bıkar sen ağlayınca Betül Yüksel İstanbul / Temmuz |