Susarsam Boğulurum!
Dağlara atın beni, kurda kuşa yem edin!
İtiraz eder isem; kurşuna dizin beni. Varsa göz koyduğunuz, güzel güne kem edin; Yüreğiniz doymazsa; taş ile ezin beni! Ta ezelden bu yana, garibim, kara bahtlı, Derde düçar oldukça, azalıyor nefesim! Üç beş güzel anımla, sanmayın kalbim mutlu, Kalmadı şu âlemde, ne gözüm ne hevesim. Hüzünler yuva yaptı, ağlayan gözlerimde, Gözyaşımı silecek, bir mendilim dahi yok. Sözde aşık yürekler! Aşk arar sözlerimde; Yüreğim aç olsa da, sahte sevdalara tok. Ah bi-çâre yüreğim; yaslıdır, karalıdır. Bilirim sabır ile gayrı çıkamam düze. Sakın sağ bırakmayın, yüreğim yaralıdır; Yakın, kavurun beni, savrulsun külüm güze! Sus diyorum yüreğim, sus da kimse duymasın. Susturma beni diyor, susarsam dağılırım! Sus ki kimseler seni rüsva hâle koymasın; Susturma beni diyor, susarsam boğulurum! Susarsam boğulurum... 07 Kasım 2007 |