YEMİN ETSEN İNANMAM
Rukiye, henüz sekiz yaşında ailesiyle birlikte şehire gittikten oniki yıl sonra köyünü ziyaret için geri dönmüştür. Aradan geçen bunca zaman içerisinde çok değişmiştir. Adeta ’küçük dağları ben yarattım’ der gibidir.
Bu şiir, Hasan’ın ağzından, çocukken birlikte oyun oynadıkları Rukiye ile karşılaşmalarını anlatmaktadır. Öyle bir baktı ki gözüm kamaştı Süzüle süzüle geldi yaklaştı Heyecandan elim dilim dolaştı Eğil dağlar eğil, önünde eğil Yemin etsem inanmazsın, bildiğin gibi değil Onbeş yıldır görmedim silüetini Baldırdan yırtmaçlı giymiş kotunu Bronza çevirmiş beyaz etini Top modele dönmüş bizim Rukiye İphone’dan telefonu almış eline Piercing taktırmış bir de diline Sapsarı saçlarını salmış beline Güneş gibi yakıyor bizim Rukiye O çilli yanaklar gitmiş yüzünden Ray-Ban gözlüklerle bakar gözünden Basıyor havasını her bir sözünden Bülbül gibi şakıyor bizim Rukiye Rukiye idi ismi yaptırmış Rüya Çok seksi oluyormuş söylemek güya Eteği kısalmış dönmüş bir nü’ya Artist gibi poz yapıyor bizim Rukiye Bu İstanbul insanı ne hale sokmuş İki kelam bilmezdi filozof olmuş Estetik burnuna hızmalar konmuş Eğil dağlar eğil, önünde eğil Yemin etsen inanmam, bu bizim Rukiye değil |