)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-488-)(-)(-)(
*************************************************************************
Diye Diye Aşkın ateşiyle yanan bir aşık Ömrünü geçirir su diye diye Seherde uyuyup yatmaz bir aşık Çağırır mevlaya hu diye diye Aşık aşk atına bindim bağırır Bülbül oldum güle kondum bağırır Aşık olan hergün yandım bağırır İşte benim halim bu diye diye Yoramoğlu hakka etmiş gümanı Sevda yollarında bitmiş amanı Figan yollarında ömrün zamanı Onun‘çün dövünür tu diye diye ***************** Aşık Yoramoğlu ***************** 1955 yılında Artvin ili, Şavşat İlçesi’nin, Tibet (şimdiki adı Cevizli) köyünde doğdu. Asıl adı Ahmet Yaran’dır. İlkokulu köyünde, ortaokulu Şavşat’ta, liseyi Kars’ta, yüksekokulu İstanbul’da tamamladı. Aşıklık geleneğini ve halk şiirini küçük yaşlardan itibaren öğrendi. 14 yaşında gördüğü bir rüyada bade içtikten sonra şiir yazmaya ve bağlama çalmaya başladı. Rüyasında kendisine bade sunan 3 pir, Yoramoğlu soyundan geldiğinden dolayı bu adı mahlas olarak kullanması gerektiğini belirtti. Özellikle köylerine gelip giden aşıkları dinleyerek ve zaman zaman onların da yardımlarını görerek geleneğe ilişkin bilgisini pekiştirdi. Ayrıca babasının dayısı Derviş İlyas’ın da Aşık Yoramoğlu’nun gelişmesinde etkisi oldu. Hemen her konuyu işleyen Aşık Yoramoğlu’nun şiirleri değişik gazete, dergi ve araştırmalarda aktarıldı. Artvin’de çeşitli ortaöğrenim kurumlarında öğretmenlik ve yöneticilik yapan Yoramoğlu, tanışıp dostluk kurduğu aşıklarla deyişmelerde bulundu. Ayrıca birçok radyo ve televizyon programına katılan Yoramoğlu, bir dönem de kendisi bir radyoda program hazırlayarak sundu. Aşık Yoramoğlu, şiirlerinin bir bölümünü »Gönülden Gelenler« (1994) adlı kitapta topladı. KAYNAK:© BeKa Sitesi ************************************************************************* )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-488-)(-)(-)( Sevda dergahında garip dervişim Geçiyor şu ömrüm hu diye diye Sevdanın nehrinden içerken bade Kalbini aşk ile yu diye diye Sevda dedikleri içim de sızı Dalıp da giderim ben bazı bazı Sorana anlattım sevdiğim kızı Benim sevdiğimse şu diye diye Ne yazık sevdadan kaçamıyorum Vuslat şerbetini içemiyorum Ne yapsam güzelden geçemiyorum Kara sevda işte bu diye diye Sevdamız dolanır oldu dillerde Hasretin çekerim gurbet illerde Yanarım sahrada kızgın çöllerde Sevdiğim bir yudum su diye diye Sen varsın ey yar hayalde düşte Alıcı kuş gibi bu sevda başta İkrar ister isen söyledim işte Seviyorum seni he diye diye Dolandığım yerler,ormanlık,step O al yanağımda gel bir defa öp Neden kavuşmamız ertelendi hep Yazı mı,kader mi, ne diye diye Geçer mi Lüzumsuz gönlün efkârı Biter mi yürekte sevdanın nar’ı Ölümüne sevdim ben de o yari Sende sevdiğini de diye diye Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |