alba şafak vaktialba esmer efsun kendine ait bir rüya ister misin pompei yasaklı tiyatro sabaha karşı diriliyor patalena dile gelmiyor tenha sözler roma arzuların şehri suyum boşalıyor boş bir çuvala ne zaman canlanacak hayatın erguvanı açık bıraktığım yaram oksijeni özlüyor belki de kapana sıkışmış bir ilişkiyi hadi zeus kurtar beni karşılaşım el kadar sığınağı sarışın bozkırı yüklenmiş öznesini kumdan kalesi çekiyor içimi sarhoş barın yalancı cambazı kesiğin acısı çıplak ve sahici ruhumda saklanmış bir cinayet var artçı depremleri işliyor zaman dön sağına bu kez yetişmiyor sigaram uzağa saklı otel odası roma kıs gözlerini ışık istiyor yalnızlığım gece kulak misafiri iki kadın kadınlığı kapatıyor karşı cinse chopin ayarlıyor kemanı notasal mahreme büsbütün sevişiyor dişi yakıyor neronu yanmış kemikler parlak iskeletler düşüyor yatağa ve çarşaf tırnak izlerinde asılı şafak vakti bezginliği küçük rus çapaklı bir ses bırakıyorum sana yalnız yasaklı dalgın saçların şarap kokuyor son kez sarhoş et kasığımı ya da uyut uyanmayacak gibi alba rüya’nın ömrü kısadır şimdi gitme vakti... lamour |
Kadının adı vardır şiirlerde genelde,
Alba'nın hem adı hem tadı var bu kez...
Yasak rüyalarda,
Gizli sembollerde
Ve çeşitli şehirlerde...
Eski bir oyun, burada herşey yasak
ağlamak serbest...
Ve karanlık sohbetler
zifire çekili...
Her şey yasak,
Kadın yasak
Ve obje...
Saçmalık işte...
Saçma kurallar, saçma düzen
Kadın, rüyalarında özgür işte...
***
Sevgili lamour,
Yine harikasın...
Kadın, en zayıf noktasıdır herşeyin... Herkesin...