İçim sızlıyorİçim sızlıyor bu öykü böyle yırtık şöyle pırtık bitti bitmeyecek avuçlarım yanıyor parmaklarım tırnaklarıma evrilmeyecek bacaklarım arasına kıstırıp kaçmayacağım bu kavgadan bu öyküyü zafer takları süslemeyecek nede heykeli dikilecek sürtüklerimin sürtük sürtüp geçsede teni.. dedi karakedi kızgın damda seke sek oynayan bebelere dalarak çocukluğuna yöneldi gözgöz olmuş anılar kapılarını hanca açtı han kapılarından binlerce yolcu geçti eyleşti seyirleşti devir devir devirleşti ve yüreğinin tam orta yerinde dilleşti.. hep aradım dedi bulunmayacak olanı hep çözmeğe çalıştım densiz denklemi hep isyan ettim bana giydirilene boyun koyun eğdirene yerli yersiz yeldirene.. ve geldim bu güne bugün dünden azılı kadere kısmet yazılı itli silahlı tazılı sokağa postal kazılı kazıl kaz kaz kafalı ördek yürüyüşlü ayaz yüzlü ödlek tözlü sürülere katılmadım hiç.. ürünleşmedim. Yirmi yılmı olmuş sözleşen özleşen dilim dilim dilleşen düttürünün geçmişi.. her saniye bir bebenin göz nurumu sönmüş sömürmeden savaşdan göçten göçürtmeden çölden selden işten aştan bitten itten sokaklar mı hayalet gemisine bindirilmiş tinerden esrardan buzdan tuzdan yeni rakıdan izmaritten.. yollar mı kesilmiş okuldan hastaneden işten inişten yokuştan yoksulluk fırtınasına mı gerilmiş tenlerinin en ince yeri bacaklarını mı açmış anamal devleri piyasaya mı düşmüş sevişme düzüşmeye mi dönüşmüş sevdam benim “orospuya mı” çıkmış adları “ibneleşmiş” mi kırk yıllık gavatlıkları avratlarını mı satmış erk pusatlı köstek saatlı namusa biçilirken don donsuza karartılmış yarın namusu apışarasına mahkum edenler soygunu maske maske kuşanmış dinden girip imandan çıkmış saltanatları.. global devşirmeler devşirmiş dervişleri salmış çayıra.. yağlı sahteyanlı kısbetle tutulmuş halaya açılım var kaçılım var saçılım var derken kanlı madalyalardan rant koparanlar rant koperasyona kapıcı durmuş. Ve sustu karakedi. Zıplasa karşı mahallenin sokağına erişecekti bacakları.. Biliyordu bu devran böyle sessiz öyle uyuşuk şöyle pörsük geçmez biliyordu seke sek oynayan bebelerin kursağından bir dirhem ciğer geçmez sadece şuna aklı ermiyordu bu sokak sakinleri neden sukutu ikrardan bilmez.. neden birleşip kenetlenmez tırnak tırnak söküp arnavut kaldırımlarını cepheleşmez! Umarsızlığı çöp tenekesine atan karakedi kırık tırnağının acısına aldırmadan ıslak kaldırım taşlarından birini yerinden oynattı taş yerinden oynadı kaş yerinden oynadı göz karardı baş yerinde saymadı.. Volkan Kemal |