Taş Gibi Yaş Düşüyordu
sen yokken
gökyüzünün saçları dökülüyordu el incesiyle bağlarken yeryüzünü her düğümde inliyordu yüreğim kekremsi renklerin yüzündeki ekşime akıyordu ağaçların giysilerine. sen yokken taş gibi yaş düşüyordu mermer lahitler üzerine ben sus oluyordum, sunaklarda kurban edilirken sevgiler. suçsuz çocuklar bağırınca birden, çelik çömlek patladı irkildim gecenin nefesinde rüyam düştü yerinden düştü gördüklerim sızlanıyordu sokaklar yalvaç bekliyordu gündönümünde sevdalar masumca. belki de bir çağrı… sen yokken tüm sözcükleri doldurdum ferman yazan kalemime kağıda söküldü harfler kan sızıyordu yansımasından sözlerimin korkuyordu şiirler kimsesiz ipinin çekilmesinden kimdik biz … sen yokken yunus’a sevdalı yüreğim, küs oldu mevlana düşüncelerime yok oldu benliğim. oysa öfkelerimi vurmuştum. mavzer sesiyle yırtılmıştı çığlıkları örselenmiş gururumla kucakladım gücenmişliklerimi pazarda çocukluğum satılıyordu... 2009 |
sen yokken
taş gibi yaş düşüyordu
mermer lahitler üzerine
ben sus oluyordum,
sunaklarda
kurban edilirken
sevgiler.