Yankılı SancılarBeklemek Yankılı sancılara dokunuştur Özlemek Yüreğin nem tutmuş yüzeylerinde Zirveye yolculuk Adressiz mektuplara ulaşmak gibi Gözleri yaşlı tütün sigaraları dumanına yaslanıp Yorgun ayakların yürüyüşüdür Belki de Yele karşı çömelip uzanamadığın tene dokunuş gibi Uzuvlarının titremesidir Ötelerin ta ötesinde Dar vakitlerin ardına kısılarak saf tutmuş bedeni Berzah âleminde sahibine teslim eder gibi Suskun ve solgun bakıştır Yolcusuz trenlerin kara dumanlarına kapılıp Paslı lokomotiflerine sığınarak geçmişine el sallamasıdır Ya da göz çukurlarından boşalan tuzlu suların Ark açarken yanaklarda Dudakların oluşturduğu şelalenin altında ıslanmaktır Belki de beklemek Yeryüzüne çökecek dumanın hapşırıklara yol açması Dil kıvrımlarının yüreğin içerisindeki damarları zehirleyip Akan kanı kirletmesi gibi Ağızdan çıkan son kelimeyi kabul etmemesidir Semandan boşalan çığlık yırtarken toprağı Pişirilmiş taşlar kaskatı keserken günahkâr bedenleri Sorgusuz sualsiz Lut’un ardına takılıp gitmektir Belki de beklemek Aç dünyanın kara kıtasında doğurduğu her çocuğu Kıtlıktan kaybeden hamile kadının ana rahminden Kafasını dışarıya çıkartıp ağrılı bağrışlar sırasında Göbek bağından düşmemek için asi inadıdır Ya da beklemek Yusuf çile rüzgârlarına zindanlarda sabrederken Kanlı gömlek kokusunda Yakup peygamber gibi gözleri kaybetmek Musa gibi Kızıl Denizi Firavun zulmüne karşı asayla ortadan yarabilmek Ya da Son kılavuz son peygamberim Hz. Muhammet Parmağıyla Ay’ı ortadan ayırırken Yaradan’a secde etmek ve öylece orada kala kalmaktır |
son klavuzun kapısına kement atıp beklemek
sabırla yusufi bir sabır yakubi bir sabır,ibrahimi bir tevekkül ile beklemek
o beni bilir o beni korur
umuduyla beklemek
belalara musibetlere çilelere göğüs gerip beklemek
zulmü zalimin acizliği bilerek beklemek
acımasızlığı bilali bir dirençle beklemek
tebrikler
kutluyorum
kutlu yolun yolcuları hep sabırla beklediler
ve sultanlığa erdiler