AŞKIN SEMAZENLERİ
“Kardeş: dünya kimseye kalmaz”
Tan gün ışığında bebek doğar Seniha Susuz çölde tekstil kızın fettanlığı Aynalara düşmüş gülümsüyor Sis altın da kaç günü gölgelere düşürdü Kim bilir Dağlarında fidanları kurumuş Gökyüzü maviliklerini unutmuş Kuruyan dalın çiçek açması gibi Aşkın şiirini yazmak istiyorum… İkiye bölünmüş ayın altında arz-ı hal Teksir kokan kâğıtta raks eder yıldızlar Çöllerin, Göllerin, dağların semazeni gibi dönerken Yer mavi, gök mavisinde Sevdayı sende tanımak istedim yar. Revire dönen feryadım figan prangası Ansızın tan güne gebe kalmış Yüreğimiz de bir duman Gizlenmiş fonus için de Elif belerden sin ve Kafları atılmış Ah bir bula bilsek yarınları Yarınlarımızı da göremez olduk Şimdi Herkes yağmur damlasında doludan kaçarken Dağılmış parmaklarda tel kılıcın keskin yanını tutar Kedinin aslana hücum akını gibi Cennet öfkesini yener Güneşte Seniha’yı doğurmadan Bir demircinin örsü ve çekiç’in de doğan tını Sis altında dar sokaklarda kaybolurken Ben ben budala aşkın şiirini yazmak istiyorum Ilık ılık ferahlığı yayılırken dünyanın Yer kabuğunun çatlak kırılması gibi Dağılan yüreklerin şaşkın bakışları arasında, Mutluluğun yolunu bulmakta güçlük çekiyoruz Yürek dolu hüzünlerin fermansız vezirleri Kör padişahın mahcup çehresinde Cennet öfkesini yenip aşk koya biliyorsa adını Usumdaki düşünceleri cellât tahtasına koyup Yürek yaramı Şiirin hançeriyle oya’sım geliyor. Zaruret zamanlarımın deli kamcısı kaçarken Mağlubiyet kölesi Bölünmüş uykular da feryadı figan nara atar Zulmün ateşinde yanarken ten Bu fani hayatta gülmez yürek Sensizliğin mektebinde Bir sabra mıhladım yüreğime Elifin ne’lerin de hasretin hüzzamlarını yazdım kucak kucak Aşkın Nihavent saltanatını aradım, Köy köy bucak bucak Elinde yazılmamış ferman Aşkın ateşinde dumansız kalpler Yüreğimizde menzile yolculuk var Sol yanın hükema’sın da….. Aşka şiir yazmak istiyorum… “ Tatlı canın. Çıkıp gidecekse ha tahta üstü, ha toprak üstü” |
Kutlarım.Şiir çok güzeldi.Allah'a emanet olun arkadaşım.Selamlarımla.
Şimdi yorumuma şiirle ilgili iki güzel söz ilave ediyorum.
Hoşçakalın
BİR KALB Kİ - ÖMER HAYYAM
Bir kalb ki onun sevmesi, aldanması yok.
Tutkunluğu yok, bir güzele yanması yok.
Bin kez yazık olsun sevisiz bir yüreğe,
Aşksız geçecek günlerin faydası yok
DAL GONCAYI BİR SABAH - ÖMER HAYYAM
Dal goncayı bir sabah açılmış buldu,
Gül melteme bir masal deyip savruldu
Dünyada vefasızlığa bak; on günde
Bir gül yetişip, açıp, solup kayboldu.
Sen acırken bana, hiç bir günahımdan korkmam
Benle oldukça; yokuş, engebe, yoldan korkmam
Beni ak yüzle diriltirsin a Tanrım, bilirim;
Defterim dolsa da suçlarla, siyahtan korkmam.